Yedi yüz günü bulan soykırım savaşında işgalci Siyonist rejim açısından sona yaklaşılıyor.

Terörist çetenin elebaşı Netanyahu, küçük çaplı karşı çıkışlarla karşılaşsa da sonunda Gazze’nin tümüyle işgal edilmesine yönelik planı tüm kurumlara kabul ettirdi.

Yedekleri de çağırarak yüz binlerce askeri Gazze’ye yığmayı ve tam bir işgal gerçekleştirerek artık orada kalıcı olmayı planlıyor işgalci Siyonist rejim.

Netanyahu ekibi ise iç kamuoyuna en fazla 100 asker kaybıyla bu işi başaracaklarını söylüyor.

Dünya kamuoyunda tepkiler gittikçe daha da yükseliyor ve bu da Netanyahu’nun acele etmesine neden oluyor.

İspanya ve Tunus’tan çok sayıda gemi Gazze’ye doğru yola çıkacak ve bunlara yönelik müdahale edecek olan işgalci teröriste karşı tepkiler biraz daha büyüyecek.

Maalesef bu gemiler Türkiye’den “yeşil ışık” alamayınca çok uzak mesafeden, İspanya ve Tunus’tan harekete geçecek. Oysa Türkiye bu işe öncülük etseydi ve “insani koridor” için yola çıkacak yardım gemilerini kendi limanlarından kaldırsaydı, sivil gemilere askeri koruma sağlasaydı tarihe geçecek bir şerefin sahibi olabilecekti.

Ama maalesef ticaretin kesilmesi konusunda bile kamuoyunun baskısının artması sonrası attığı adımları aşama aşama attı.

İslam ülkeleri kınamalara devam ederken Avrupa’da halkların tepkileri hükümetleri zorluyor.

Belçika, Filistin devletini tanıma kararı aldı. Hem de Gazze’ye yönelik tam işgal ve Batı Şeria için ilhak kararları konuşulurken…

Hollanda hükümeti içerisinde soykırımcı rejime karşı harekete geçmek isteyen kabine üyeleri ortaklarını ikna edemeyince istifa kararı aldılar.

500 üyeli Uluslararası Soykırım Akademisyenleri Birliği'nde oy kullananların yüzde 86'sı işgalci israilin Gazze'de soykırım yaptığına dair yasal kriterlerin karşılandığını belirten bir kararı imzaladı.

Soykırımın en büyük destekçisi olan Amerika’da bile soykırımcıya ve soykırım politikalarına bakışın değiştiğine dair haberler var.

Oysa protestolara karşı en sert karşılıklar Amerika’da verilmiş, üniversitelerde faşist kurallar yürürlüğe konmuştu. En prestijli üniversitelerin bile soykırım protestolarından dolayı ödenekleri kesilmiş, akademisyenlere baskı uygulanmış, işten çıkarılmaları sağlanmıştı.

Tüm bu baskılara rağmen soykırımcıya olan destek gittikçe azalıyor.

“Amerikan Kongresinde İsrail lobisinin etkisi azaldı” diyen Trump bile şaşırmış durumda ve işgalci Siyoniste nasihatte bulunuyor:

"Bu savaşı bitirmek zorundalar. Savaş, israile zarar veriyor. Buna hiç şüphe yok. Savaşı kazanıyor olabilirler; ama halkla ilişkiler dünyasını kazanamıyorlar.”

Trump’ın şu sözleri ise Siyonist işgalin Filistin ile sınırlı olmadığını, kendilerini küresel güç olarak görenleri bile kapsadığını ortaya koyuyor:

"Bir zamanlar kötü konuşamazdınız, eğer bir politikacı olmak istiyorsanız, israil hakkında kötü konuşamazdınız. Ama bugün, bunu değiştirdiler."

Netanyahu ve çetesi, soykırıma, vahşete, kan içmeye odaklandığı için artık fark etmiyor bu yaşananları.

İslami direnişin liderlerini şehid ettiği için seviniyor; ama gerçekte kaybetmeye devam ediyor.

“Dünyanın maskesini düşüren Ebu Ubeyde” belki bir daha görünmeyecek ve şehadet parmağını sallayamayacak; ama zaten “Şehadet layık olana verilen bir ödül” değil mi?

Selam olsun ahitlerine sadık kalanlara!

Gazze’de kazananlar bellidir; ama kaybedenler ve kaybetme sırasına girenler daha tam belli olmadı.