Trump’ın Gazze’yi boşaltıp “Turizm merkezi” yapma planı tüm dünyada insani değerleri önemseyen herkes tarafından tepkiyle karşılanırken işbirlikçi Arap rejimlerinin tavrı ibretle takip ediliyor.

Gazze’ye yönelik kuşatma ve insani ihtiyaçların karşılanmasına engel olma gibi vahşi bir süreç yaşanırken ve bu süreçte neredeyse hedef alınmamış bir tek yapı kalmamışken zulme karşı ses çıkaramayan, zalimi hedef alma anlamında Kolombiya ve Brezilya’nın yaptığını bile yapamayan işbirlikçi rejimler, toplanıp “Amerika ve israil’i de memnun edecek bir plan” üzerinde uzlaşmışlar.

Hani memnun olmasalar da en azından ürkütmeyecek bir plan…

Arap liderler, Kahire’de toplandılar ve Sisi’ye ait olduğu iddia edilen plan üzerinde uzlaştılar.

Plana göre Gazze’nin altyapısı dahil yeniden inşası 5 yıl sürecek ve bu süre içerisinde Gazzeliler için geçici barınma yerleri hazırlanacak.

Gazze, önce geçici bir komite tarafından yönetilecek sonra yönetim Ramallah hükümetine yani Mahmud Abbas’a devredilecek.

Yani asıl hedef HAMAS’ın olmadığı bir Gazze…

Bu planın Ortadoğu’ya barış getirebileceğini iddia eden Sisi, bu konuda Trump’a güvendiğini de öne sürmüş.

Mahmud Abbas da planı desteklediğini söylemiş, Trump’ın karşısında süklüm büklüm oturuşuyla dikkat çeken Kral Abdullah da…

Bu arada Mahmud Abbas’ın “Fetih hareketinden ihraç edilen herkes için genel af” kararı aldıklarını açıklaması belki çok kişinin dikkatini çekmemiştir; ama toplantının en önemli ayrıntılarından biridir. Bu kararın siyonist işgal rejiminin adamı olduğu bilinen ve BAE’nin bölgedeki tüm kirli işlerinin başındaki kişi olan Muhammed Dahlan için alındığını bilmek için uzman olmaya gerek yok! Dahlan’ın uzun zamandır israil ve BAE tarafından Gazze’nin yönetimine getirilmek istendiği ise sır değil.

Batı Şeria’nın saldırı altındaki mevcut durumu ve uzun süredir toprak gaspları ve ilhaklarla iyice küçültülmesi göz önüne alındığında Gazze planının ne kadar boş ve anlamsız olduğu biraz daha anlaşılır. Mısır diktatörü Sisi, “Mısır-israil barışının ortaya koyduğu huzur ve barış ortamının model olabileceğini” iddia ederken, Ramallah’ta işbirlikçi bir hükümet bulunuyor olmasına rağmen Batı Şeria’nın bazı bölgelerinin aynen Gazze gibi yıkıldığı, çatışmaların hiç olmadığı zamanlarda bile toprak gaspının ve yerleşimlerin arttığı gerçeği için herhalde diyecek bir şeyi yoktur.

Şu gerçek özenle gözden kaçırılmaktadır: Siyonist işgal rejiminin hukuk tanımazlığına ve saldırganlığına karşı fiili bir adım atamayan; ama hak ve adaletten söz edenlerin sıkça dile getirdiği “iki devletli çözüm” önerisi, işgalci Siyonist rejimin ne iktidarı ne de muhalefeti tarafından hiçbir şekilde hiçbir dönem kabul edilmemiştir.

Sözün özü, eğer Arap Birliği planı, olur da soykırımcı terör rejimine ve soykırım ortaklarına kabul ettirilebilirse bile ortaya çıkacak tablo Gazze’yi güvenlik açısından Batı Şeria’dan daha korunaklı bir hale getiremeyecektir. Tüm inşa ve şehri ayağa kaldırma planlarının içerisinde Siyonist rejimin saldırısı durumunda ona askeri olarak karşı koyma anlamında bir önleme atıf bulunmamaktadır. Aksine barış için Filistinlileri Gazze’den sürmekten söz eden Trump’tan medet umulmaktadır.

Arap Birliği planı, Gazzelilerin Gazze’den çıkarılması ve işbirlikçi rejimlerin başına bela olmasının önlenmesi, direniş ruhuna sahip kişi ve grupların etrafa yayılmadan Gazze’de etkisiz hale getirilmesi planından başka bir şey değildir.

İşbirlikçilerin yapabileceği en iyi şey bu kadar olsa gerek…