Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
3. Uluslararası EMDR Kongresi önümüzdeki ayın 3-4-5. günlerinde ülkemizde yapılacak. Kongreye dünyanın dört bir yanından uzmanlar katılacak. Ancak içlerinden biri var ki, israilli bir işgalci. Hem de candan gönülden bir işgalci.
Evet, her işgalci liseden sonra iki yıl zorunlu askerliğe tabi tutuluyor. Psikolog Udi Oren de onlardan biri… Geçenlerde de gördük, artık Z kuşağı gençleri ayaklarından tutup çeke çeke askere götürüyorlar ama bu öyle biri değil.
Peki, kimdir bu Udi Oren? İşgalci israilli klinik psikolog… EMDR israilin kurucusu ve başkanı. EMDR’yi bilmeyenler için yazalım: “Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma Ve Yeniden İşleme.” En etkili psikoterapi yöntemlerinden biridir. İyi de işgalci rejimin Gazze’ye yaptıkları gün gibi ortadayken ve bu adam da halen işgal ordusundaki askerlerin travmalarını tedavi ededururken neden ülkemize davet edilir ki?
Dünyanın dört bir yanında dili, dini, ırkı, rengi farklı olan insanlar Gazze için eylemler, etkinlikler yaparken EMDR Türkiye Derneği’nin bu yaptığı insanlık haysiyeti ile bağdaşmayan bir tavırdır.
Udi Oren’i tanımaya devam edelim… Udi Oren, şimdilerde Tel Aviv Üniversitesi Sürekli Eğitim Programı kapsamında travma psikoterapisi ile ilgili dersler veriyor.
Yanı sıra işgalci israil ordusunda danışmanlık hizmetine devam ediyor.
EMDR ve Nöropsikanaliz Çalışma Grubunun başında israildeki terapötik yaklaşımların kesişimini araştırıyor. Burada EMDR uygulamaları üzerine vaka sunumları yapıyor.
Birtakım Yahudilerin bile Siyonistlerden illallah ettiği şu dönemde bu adam, işgal rejiminin yaptığı katliamlardan hiç ama hiç rahatsız değil. Aksine ordudaki askerlerin moral ve motivasyonunu sağlamayı kendine bir borç biliyor.
“Her horoz kendi çöplüğünde öter.” derler. Bu adam neden buraya geliyor? Burası onun neyi? EMDR Türkiye, daha önce de bu şahsı kongrelere çağırmış ama 7 Ekim’den sonra da orduda görev alan bu şahsı ülkemize davet edip uzman olarak dinlenmesini sağlamak, EMDR Türkiye’nin hangi yönünü ortaya koyuyor? Tarafsızlık demeyin lütfen. Zulmün olduğu yerde tarafsızlığın ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
Merak ediyorum, Udi Oren bize vaka sunumu yaparken siyonist askerlerin hali pürmelalini mi anlatacak? Yoksa Gazze’de katliam yaparlarken ne kadar coşkulu bir hal aldıklarını mı? Bize neyin dersini verecek? İnsanlığın mı? Barbarlığın mı?
Bizim burada ona ihtiyacımız yok! Ülke dediği gasp edilmiş topraklardaki asker dedikleri eşkıyaların ona ihtiyacı var. Gitsin, kendi çöplüğünde ötsün! Bizim ülkemizi kirli elleriyle ve ayaklarıyla kirletmesin! En kısa zamanda bu yanlıştan dönülmesi ümidiyle…