Gazze'deki ateşkes antlaşması, siyonist katillerin bütün ihlal ve saldırılarına rağmen devam ediyor. Bu arada siyonist çete başı, apar topar ABD’ye gitti. Bu insanlık düşmanı yaratık, normalde yakalanıp mahkeme önüne çıkarılması gerekirken; en üst düzeyde ağırlandı. 48.000 insanın katili olan bu barbar yaratık, adeta ödüllendirilerek; Trump tarafından en iyi şekilde karşılandı. Küfrün birlikteliğini bir kez daha açık bir şekilde görmüş olduk.

Siyonist katillerin; Amerika olmadan, Gazze'yi işgal edemeyeceklerini, bu gaddarlıkta Gazze’de soykırım gerçekleştiremeyeceklerini, Amerika’nın silah ve mühimmatı olmadan bu savaşı bu kadar uzun sürede kesinlikle sürdüremeyeceklerini net olarak biliyoruz. Siyonistler de bunu çok iyi biliyor. ABD ise bunu çok daha iyi biliyor. İşte bu durumun farkında olan batı küfür cephesi direkt HAMAS’ı hedef alarak fiili saldırıya geçeceğini duyurmaya başladı.

Katil Trump gelir gelmez, milyarlarca dolarlık silah ve mühimmatı, işgal çetesine göndermekle yetinmedi, Gazze’ye direkt müdahalede bulunacağını dillendirmeye başladı. Aslında Batı Küfür Cephesinin şimdiye kadar kendi aralarında konuşup kararlaştırdıkları, ama bize yönelik ise hep diplomatik bir dil kullanarak işgal ve katliamlarını sürdürdüklerine şahit olmuştuk. Ancak şimdi küfür cephesi, kendi aralarında konuştuklarını açıkça ve gizleme gereği duymadan en üst perdeden ve küstahça bağırıp çağırarak duyurmaktadırlar.

Aslında bu, Batı Küfür Cephesinin gerçek ve çirkin yüzüdür. Müslümanlara yönelik içlerinde sakladıkları kin ve nefreti aleni bir şekilde ortaya koyma barbarlığıdır. Daha önce demokrasi, insan hakları gibi tumturaklı ifadelerle gizlemeye çalıştıkları işgal ve katliamlarını; artık “sizi öldürmeye, sizi yurtlarınızdan sürmeye ve sizi toptan yok etmeye geliyoruz” diye açık bir şekilde barbarlıklarını göstere göstere hareket etmek istemektedirler.

Siyonizme teslim olmuş olan ABD ve bütün Batı Küfür Cephesinin, sahip olduklarını iddia ettikleri ‘değerler balonu’ yerle bir oldu. Gazze cihadı; aslında olmayan değerlerinin ve barbarlıklarının bütün bir insanlık tarafından görülmesine vesile oldu. ‘Küfür tek millettir’ gerçeği net olarak görülürken; Müslümanların dağınıklığı, korkaklığı ve sözüm ona idarecilerin sergiledikleri zillet hali ‘ihanet derecesinde’ işimizi çok daha zor bir hale getirmektedir.

Kendi dönemlerinde ‘ilahlık taslayan’ Nemrut ve Firavun’un ibretlik sonları yakinen bilinmekte; Nemrut’un bir sivrisineğin saldırısı, Firavun’un ise denizde zelil bir şekilde boğularak güçlerinin, tekebbürlerinin ve dünyalıklarının hiçbir işe yaramadığını tarihi kaynaklar bize net bir şekilde bildirmektedir. Trump da tekebbürüyle ve sahip olduğunu zannettiği gücüyle inşallah en kısa zamanda bertaraf olacak, rezil bir şekilde bu dünyadan ayrılıp gidecektir.

Müslümanlar bir araya gelerek, izzet ve şeref elbisesini giyip kardeşlerine sahip çıkmış olsalardı, zaten bu halde olmamış olacaktık. Küfrün eli ve beli çoktan kırılmış olacaktı. Trump gibi barbarlar da bu söylemleri dile getirmeyi bırak, akıllarından bile geçirmezlerdi.

Ama Ürdün'ün sözde kralı gibi maymunlar, geçen gün Trump’ın karşısında sergiledikleri şaklabanlıklar ve diğer iradesiz korkak idarecilerin küfre teslimiyeti, Gazzeli mücahitlerin işlerini zorlaştırmakla kalmıyor; izzetli Müslümanların onların cihatlarına destek verme zeminini ortadan kaldırmakta ve yardım ulaştırma imkânını en aza indirmektedir.