Siyonist katillerin, Gazze’ye yönelik saldırıları ateşkesin yürürlüğe girdiği günden beri durması bir yana artarak devam etmektedir. Siyonist saldırganlık noktasında değişen hiçbir şey yoktur. Katliamlar devam etmekte, Gazze’ye gıda girişine ise şimdiye kadar izin verilmemiştir. Bu sözde ateşkes ile sadece KASSAM mücahitlerini eylem yapamaz duruma getirmişlerdir.
Amerika ile Gazze’yi çevreleyen kimi komşu Arap ülkeleri, el altında; çok zor duruma girmiş olan siyonist katiller sürüsünün, biraz rahat nefes almalarını sağlamak için ateşkes antlaşmasını HAMAS’a dayattılar. Siyonist katillere kefil oldukları hususların neredeyse hiçbirini yerine getirmediler. Sözde ateşkes antlaşması başladığından beri siyonist katiller 400’den fazla Gazzeli Müslümanı şehit etti. Binden fazla kez ateşkesi ihlal ettiler.
Peki, siyonist katiller, bu ateşkesi bu kadar pervasızca ve ısrarla niye ihlal etmektedirler? ABD’nin ateşkesle ilgili perde arkasında çok farklı sözler ve teminatlar verdiği anlaşılıyor. Bu teminatlar o kadar sağlam verilmiştir ki, ateşkes antlaşmasının yüzlerce kez ihlal edilmesi ve bu ihlal neticesinde 400’den fazla Gazzelinin şehid edilmesine rağmen garantörler ve ABD’nin gıkı bile çıkmıyor. Bu olaya bu kadar kör ve sağır kalmak, ancak verilmiş ‘çok sağlam bir teminat’ ile mümkün olabilir.
‘Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar’ dedirtecek cinsten bir aşağılık durum ile karşı karşıyayız. ABD’nin bütün silah ve cephane imkânlarıyla, siyonist katillere verdiği destek yetmiyormuş gibi şimdi de sözde ateşkes adı altında Gazzeli mücahitlerin elini bağlamış ve kendi köpeği siyonistleri serbest bırakmıştır. Bundan cesaret alan siyonist işgalci bir meclis üyesi, bütün Müslümanların gözünün içine bakarak: “israil hobi olarak bebekleri öldürüyor” diyebilmektedir.
Bundan daha aşağılık bir durum ise Mısır’ın, siyonist işgal çetesi ile doğalgaz anlaşmasını yapmasıdır. Siyonistler ‘tarihlerindeki en büyük doğalgaz antlaşması’ dedikleri bu antlaşma ile Mısır’dan 35 milyar dolar para alacaklardır. Hatta savaş boyunca yaptıkları harcamaların neredeyse tamamından fazlasını, buradan elde edecekleri parayla karşılayacaklarını, siyonist basın ilan edip durmaktadır.
Birleşik Arap Emirlikleri ise Mısır’ın ihanetini gölgede bırakacak başka bir antlaşma yaptı. 3 milyar dolardan fazla para vererek siyonist işgalcilerden silah satın aldı. HAMAS’ın ‘Arap ihaneti’ diye bahsettiği tam bu durumdur. Gazze’de soykırım devam ederken, çocuklar açlıktan ve soğuktan donarak ölürken buraya bir kamyon gıda ve konteyner ulaştıramayacak kadar insanlık onurundan yoksun hale gelen bu ‘insan müsveddeleri’ milyar dolarları siyonist katillere ulaştırma yarışı içerisindedirler.
Ebu Ubeyde’nin: “Yahudilerle savaşıyoruz, Müslümanlarla imtihan oluyoruz” dediği durum da bu olsa gerek. Küfür cephesi ve siyonistlerin birbirlerini desteklemesi ve hunharca Müslümanları katletmelerini ‘küfrün tek millet’ olmalarından anlayabiliriz. Ancak kimi sözde Müslüman idarecilerin siyonistlerin ‘tasmalı elemanı’ gibi hareket etmeleri ise ihanetin ötesinde Müslümanlık ve insanlık izzet ve şerefinden tamamen mahrum olmaktan başka bir şey değildir.
Zaten Gazelliler de bu kış-kıyamette büyük bir hüzün içerisinde, çaresiz, kimsesiz ama onurluca ümmete haykırarak: “Bizi kurtarmaya gelin demeyeceğiz. Çünkü bizler kanlar içerisinde boğulurken, yüzüstü bıraktınız. Şimdi suda boğulurken mi bizi kurtaracaksınız.” demektedirler.
İşte bütün bunları ve daha fazlasını bilen siyonist katiller, kimi sözde Müslüman idarecinin ihanetini ve ABD’nin sınırsız ve karşılıksız desteğini arkasında görerek ateşkesi hiçe saymakta, Müslüman Gazzelilere yönelik katliamlarını sistematik bir şekilde sürdürmektedir.