Siyaset, yalnızca iktidar mücadelesinin adı değildir; aynı zamanda ahlâkın, sorumluluğun ve vicdanın kamusal alandaki tezahürüdür. İşte Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), tam 13 yıl önce bu hakikati merkeze alarak “Önce insan, öncelik adalet” şiarıyla siyaset sahnesinde vira bismillah dedi.
Kurulduğu günden bu yana HÜDA PAR, siyaseti bir çıkar alanı değil; samimiyet ve sadakatle hakka hizmet vasıtası olarak görmüş, söylemini de pratiğini de bu ilke üzerine inşa etmiştir.
Zira siyaset, yalnızca kazanma sanatı değil; aynı zamanda hakikate sadakat imtihanıdır. Bu anlamda HÜDA PAR, gücünü vesayet odaklarından değil, halkın vicdanından ve değer dünyasından alan bir siyasal duruş sergilemiştir.
Aynı zamanda HÜDA PAR, İnsanı Merkeze Alan Bir Siyaset Anlayışı ile bugünlere kadar gelmiştir.
Modern siyasetin en büyük açmazı, insanı rakamlara, oy oranlarına ve istatistiklere indirgerken, HÜDA PAR ise insanı; inancıyla, ailesiyle, onuruyla ve emeğiyle bir bütün olarak ele almıştır. Özellikle aile kurumunun korunması, neslin ıslahı, toplumsal ahlâkın güçlendirilmesi ve inanç özgürlüğünün teminat altına alınması gibi konularda kararlı bir çizgi ortaya koymuştur.
Kadını ya bir tüketim nesnesine ya da ideolojik bir araç haline getiren yaklaşımlara karşı; onu ailenin ve toplumun asli unsuru olarak gören bir perspektif geliştirmiştir. Çocukların, gençlerin ve dezavantajlı kesimlerin sesi olmayı siyasal sorumluluğun ayrılmaz bir parçası kabul etmiştir.
Adalet Vurgusu: Söylemden Pratiğe
Adalet, HÜDA PAR’ın siyasal kimliğinde yalnızca teorik bir kavram değil; temel bir varoluş ilkesidir. Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı, kamu kaynaklarının israf edilmemesi ve liyakat esaslı yönetim anlayışı, partinin ısrarla dile getirdiği başlıklar arasında yer almıştır.
Meclis çalışmalarında ve yerel düzeyde yürütülen faaliyetlerde; mazlumdan yana, güçlünün değil haklının yanında durma refleksi, HÜDA PAR siyasetinin ayırt edici özelliklerinden biri olmuştur. Popülist dalgalara kapılmadan, ilkesel duruşunu muhafaza etmesi, bu çizginin samimiyetini ortaya koymaktadır.
HÜDA PAR, yüksek sesli sloganlardan ziyade istikrarlı ve sahici çalışmalarla yol almayı tercih etmiştir. Toplumsal sorunlara dair hazırlanan raporlar, meclise taşınan kanun teklifleri, aileyi ve toplumsal yapıyı korumaya yönelik öneriler; bu emeğin somut göstergeleridir.
Özellikle: Aile yapısını tehdit eden sosyal politikalara karşı geliştirdiği yapıcı muhalefet,
Gençliğin değer dünyasını korumaya yönelik uyarıları,
İnanç özgürlüğü ve başörtüsü hassasiyetindeki kararlı tutumu,
Sosyal adalet ve gelir dağılımındaki adaletsizliklere karşı dile getirdiği çözüm önerileri,
HÜDA PAR’ın siyaseti bir emanet bilinciyle yürüttüğünü göstermektedir.
13 Yılın Ardından: İlkeyle Yürüyenler Kazanır
On üç yıl, bir siyasi parti için yalnızca bir zaman dilimi değil; aynı zamanda bir imtihan sürecidir. HÜDA PAR, bu süreçte bedel ödemeyi göze almış; ancak ilkelerinden taviz vermemiştir. Bugün gelinen noktada, söylemiyle pratiği arasında mesafe olmayan bir siyasi duruşun mümkün olduğunu ispat etmektedir.
Zira tarih göstermiştir ki; adaleti önceleyenler geç kalabilir ama kaybolmaz, insanı merkeze alanlar yol alırken yalnız kalabilir ama yanlış yolda yürümez.
HÜDA PAR’ın 13. kuruluş yıl dönümü, yalnızca bir yıl dönümü değil; ilke merkezli siyasetin hâlâ mümkün olduğunun güçlü bir hatırlatıcısıdır.
Hakka, adalete ve insana adanmış bir siyasal yürüyüşle…
Nice yıllara HÜDA PAR!