Ey Allah’ın Resûlü! Gökteki yıldızlar, denizdeki kumlar ve hayvanların kılları adedince sana salât ve selâm olsun. Mevlid-i Şerif’in mübarek olsun. Gazze ve Filistin’de şehit olan bütün kardeşlerimize, Din-i Mübin, Kudüs’un kurtuluşu ve mükaddesat için mücadele ederek şehit olan tüm kardeşlerimize selâm olsun.
Ey Allah’ın Resûl’ü! Senin doğumunun 1500’üncü yılı olan bu gün, Gazze ve Filistin kan ağlıyor. Binlerce çocuk, kadın mazlum ve masum kardeşimiz işgalci siyonist israil canisi tarafından katlediliyor. Üzerlerine tonlarca ağırlığında bombalar bırakılarak nicesi diri diri ateşte yakılıyor. Nicesi yaralı ve nicesi de sakat kaldı. Tedavi edilecek bir hastane de yok çünkü hepsi yıkılıp yakıldı. Hastanelerin hizmet veren çalışanları, hemşire ve doktorları da ya şehit edildi ya da bir bilinmezliğe götürüldü.
Ey Allah’ın Resûlü! Gazze’de yaralanmayıp geride kalanların tamamının evleri, camileri ve okulları yıkıldı ve yakıldı. Hasat ve ürünleri ifsat edildi, zeytin ve meyve veren tüm ağaçları kesildi veya yerinden kaldırıldı. Başlarını koyabilecekleri derme çatma bir baraka bir yana, hepsi aç ve susuz. Halleri perişan ve biçareler…
Ey Allah’ın Resûlü! Mücadele veren bir avuç mücahit bir bir azizlerini şehit veriyor. Şex Ahmet Yasin, Rantisi, Heniye, Sinvar ve daha niceleri… “Nice az topluluk Allah’ın yardımı ile büyük toplulukları mağlup etti” (Bakara, 249) el hak buna inanıyoruz. Fakat öyle bir hal var ki “Meta! Nasrullah” (Bakara, 214) dedirtiyor.
Ey Allah’ın Resûlü! Gazze’nin bu halini tüm dünya liderleri ve halkları görüyor ve seyrediyor. Bas bas bağırmaların ötesinde kimse eyleme geçmiyor. Bağıra bağıra işgalci siyonisti yerle bir edeceğini söyleyenler pes ediyor, bir bir sesleri kısılıyor.
Ey Allah’ın Resulü! Ümmetin diye geçinen bizler, Gazze bu haldeyken, yemeğimizden, içmemizden, uyku ve rahatımızdan hiçbir şey eksiltmedik. Tatil ve keyfimizi kısmadık. Dahası işgalci siyonistin mallarını dahi boykot etmekte yetersiz kaldık. Çoğu zaman dualarımızı dahi esirgedik. Masum çocukların kanlar ve tozlar içindeki nazik bedenlerini gördüğümüzde ahu vah ettik, fakat kanlı bir gözyaşı dahi dökmedik.
Ey Allah’ın Resûlü! Acziyetimizi, çaresizliğimizi, ümmetin dağınıklığını ve perişanlığını sana şikâyet ediyoruz. Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kureyza’nın hakkından geldiğin gibi bu siyonistlerin hakkından gel. Çünkü bizim üzerimize ölü toprağı atılmış. Yerimize çakılmış kalkamıyoruz.
Ey Allah’ın Resûlü! Kutlu doğumunla tüm putlar yüz üstü yere serildiği gibi, Kisrâ Sarayının on dört sütunu yıkıldığı gibi, Mecusilerin bin yıllık ateşi söndüğü gibi ve Sava Gölü kuruduğu gibi doğumun bugün siyonist ve işbirlikçilerinin, yardakçı ve destekçilerinin sonu olsun. Doğumun ümmetin uyanışına, diriliş ve ayağa kalkışına vesile olsun. Doğumun, bizim için tüm insanlık ve hasseten Gazze için bir kurtuluş vesilesi olsun.
Tekrar sana salât ve selâm olsun ey Allah’ın Resûlü!