Bir yanda İnsanlığın vicdanını Gazze'ye taşımaya çalışan Madleen gemisi öte yanda Gazzeli bir adli vaka olup Şin Bet'in tezgahında işlenip kendi halkına karşı savaşan Yaser Ebu Şebab. Birbirine zıt ve ilginç iki tablo…
Siyonist Yahudilerin yeni şeytanlığı terörist rejimin eski Savunma Bakanı ve muhalefet lideri Avigdor Lieberman’ın itirafıyla ayyuka çıktı.
Liberman, Netanyahu’ya saydırayım derken iç istihbarat örgütü Şin Bet’in (Netanyahu’nun onayıyla) işler hale getirdiği ‘Çeteler üzerinden HAMAS’ın itibarını ve otoritesini sarsma projesini ifşa etti.
Liberman, terörist Netanyahu hükümetini sert sözlerle eleştirerek “Yaser Ebu Şebab’ın IŞİD bağlantılı olduğunu ve bu gruba silah verilmesinin yasadışı olduğunu” savununca Netanyahu, X hesabından bu bağlantıyı itiraf etmek zorunda kaldı ve “Güvenlik görevlilerinin tavsiyesi üzerine Gazze'de HAMAS'a karşı çıkan klanları harekete geçirdik. Bunda ne yanlış var? Bu sadece iyi ve askerlerin hayatlarını kurtarıyor. Bunun yayınlanması sadece HAMAS'a fayda sağlıyor ancak Lieberman bunu umursamıyor" dedi.
Yahudi aklı tüm dünyaya bu çeteyi; “HAMAS karşıtı Aşiretler” olarak anlattı.
Bağımsız saha kaynakları ve HAMAS ise Yaser Ebu Şebab’ın Işid ile bir bağlantısının olmadığını ve daha önceden HAMAS tarafından uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle tutuklandığını belirtiyorlar.
Bu şahıs Refah bölgesinde siyonist istihbaratı tarafından kendisine verilen bir villadan çetesini yönetiyor ve operasyonları buradan idare ediyor.
Şin Bet adına, zor durumda kalan zayıf kişi ve kişilikleri çeteye dahil etmekle görevlendirilen Ebu Şebab, HAMAS’tan ve hatta Gazze halkından (onur ve şeref timsali oldukları için, aynen Lut peygamberin kavmi ona "siz temizlenenlerdensiniz…" dedikleri nedenden dolayı) nefret etmekte ve intikam hırsıyla bilenen adli vaka.
Daha önce HAMAS tarafından hırsızlık ve uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle gözaltında tutulan Ebu Şebab, Kasım ayındaki ara ateşkes döneminde çetesiyle boy göstermiş ve yardım tırlarına saldırmış, vatandaşın işyerlerini yağmalamıştı.
HAMAS'ın müdahalesiyle 15’e yakın elemanını kaybetmiş ancak Siyonistlerin desteğiyle yeni çapulcuları kadrosuna katmayı başarmıştı.
Bu çeteye verilen görev ise dikkat çekici: İşgal ordusu, bu grubu Gazze’ye giren insani yardımları “korumak” ve HAMAS’a karşı mücadele etmek olduğunu ilan ediyor.
Oysa gerçek bunun tam tersi.
Ebu Şebab ve 300 kişilik çapulcu çetesinin temel görevi; açlıkla pençeleşen Gazzelileri önce yardım tırlarına yönlendirmek ardından Siyonistlere koordinat vererek toplanan halka ateş açılmasını sağlamaktır.
HAMAS ve Kassam birimleriyle ilgili infaz girişimleri ve ihbarlar da cabası.
Refah'ın doğusunda tamamıyla İşgal ordusu tarafından korunan bir bölgede askeri kamp alanı tahsis edilen Ebu Şebbab, basına yaptığı açıklamada: "Gazze'yi HAMAS terörizminden kurtarmaya çalıştığını ve bu konuda El Fetih ile birlikte hareket ettiğini.." söylüyor.
Büyük hain Mahmut Abbas gibi o da HAMAS'ın yönetimi bırakmasını istiyor.
Ancak Ebu Şebbab gibi kirli geçmişi olan ve tam anlamıyla hiçbir yüce ideali bulunmayan bir sokak köpeği kadar değersiz birinin bu cüretle konuşması hem ilginç hem de insanlık adına utanç verici bir durum.
Tarih boyunca nice şeytanlıkların mucidi olan Yahudi zihniyeti bir kez daha kendini Gazze’de açlıkla pençeleşen insanları kendi dindaşlarına ve kendi kavimlerine ihaneti bir tercih olarak sunma aşağılığıyla gösterdi.
Yaklaşık 20 aydır sürdürdükleri soykırım saldırılarının dozajını her gün artıran ve onurlu Gazze halkını bir türlü dize getiremeyen Yahudi zihniyeti, geçen süre zarfında defalarca iftiralar atarak Gazzelilerin ‘Yardım tırlarını’ yağmaladıklarını ve Kassam Tugaylarının Gazze’ye giren yardımlara el koyduğunu söylemişti.
Her defasında yalan ve iftiraları ortaya çıkan Terörist Yahudi rejimini en son Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) yalanlamıştı.
(OCHA)’nın Filistin topraklarındaki başkanı Jonathan Whittall, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “israil, yardımların HAMAS tarafından çalındığını öne sürüyor. Ancak asıl yağmalamaların, israil kuvvetlerinin gözetimi altında hareket eden çeteler tarafından yapıldığı açık” demişti.
BM’nin Filistin Mültecileri Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA)’nın resmi açıklamasında
İşgal ordusu, 27 Mayıs'tan bu yana siyonist rejim-ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerine saldırılar düzenliyor. İşgal güçleri, oluşturduğu sözde "tampon bölgelerde" kurduğu dağıtım yerlerine akın eden sivillere ateş açıyor." demişti.
Tüm bunlara rağmen Siyonist Yahudiler, Ebu Şebbab gibi adli dosyaları bulup kullanarak bir taraftan HAMAS'ın imajını zedelemekten bir yandan da Gazzeliler arasına fitne tohumu ekmekten geri durmuyor.
Demek ki adli vakadır, kişisel suçtur deyip geçmemeli.
Şin Bet öyle dememiş, kullanışlı maşayı bulmuş sonuna kadar da kullanacağa benziyor.