Suriye’de işler karışık, daha da karışacağa benziyor!
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara tarafından ortalama 5 yılı bulacağı söylenen ‘Geçiş Yönetimi’nin ilk resmi kadrosu devlet sarayında açıklandı.
Hükümet ilanında biri kadın olmak üzere 23 bakan tanıtıldı.
Bakanlar arasında bir Kürt (bu şahıs Esad döneminde de bakanlık yapmış), bir Dürzi, bir Alevi bir de Hristiyan isim yer alıyor.
Listede belki de en ilginç isim, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabawat isimli kadın oldu.
Hristiyan toplumunda tanınan biri olan Kabawat, feminist kişiliği kadar, LGBT’lilere verdiği destekle de ön plana çıkmış. Kabawat, 2015 yılında Facebook profil fotoğrafını sapkın gruba destek için gökkuşağı formatında değiştirmişti.
İlginç bir şekilde kabine ilanına en hızlı tepki Türkiye’den geldi. Liste önceden biliniyormuş gibi yapılan açıklamada kabineye övgüler dizildi. Doğrusu hem geçici Anayasa taslağı hem de bu kabine Türkiye’nin üniter yapısına ve seküler yaşam tarzına uyumlu. Ancak Suriye realitesi çok daha farklı.
Suriye’den ikinci bir Türkiye çıkarma çabası nelere yol açacak hep birlikte göreceğiz.
Suriye içindeki ilk tepki ise YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı Özerk yönetimden geldi.
Pkk/SDG yaptığı açıklamada Suriye'nin yeni yönetimi tarafından kurulan hükümetin meşruiyetini reddederek bu konuda Şam’a itaat etmeyeceğini ilan etti.
Kabinenin ilanından bir gün sonra yapılan açıklamada, “Ülkenin çeşitliliğini ve çoğulculuğunu yansıtmayan herhangi bir hükümet Suriye'nin düzgün bir şekilde yönetilmesini sağlayamaz” denildi.
Kabinenin Suriye’nin bütününü yansıtmadığını ve hatta eski yönetimi anımsattığını belirten Pkk/SDG “Sonuç olarak, kendimizi bu hükümet tarafından alınan kararların uygulanması veya yürürlüğe konulmasıyla bağlı görmüyoruz” denilerek ‘yeni hükümetin verdiği hiçbir kararı uygulamayacaklarını’ ilan etti.
Mazlum Abdi ile Ahmed el Şara arasında Şam’da imzalanan 8 maddelik mutabakatın ardından bir süre önce Şara tarafından açıklanan ‘Anayasa’nın Geçici Taslağına karşı yine SDG ve Dürzilerden aynı sert tepki gelmiş ve bunun tektipleştirici olduğunu belirterek kabul etmeyeceklerini belirtmişlerdi.
Geçici anayasa metninin, ulusal bileşenlerin katılımından uzak ve Baas rejiminin tek tipçi anlayışını yansıttığı belirtilmişti.
Dış güçlerden aldıkları destekle devamlı yeni Suriye Yönetimini sıkıştırarak daha fazla ayrıcalık elde etmeye çalışan bu iki unsur (SDG- Dürziler) açıkçası Suriye bütünlüğü içinde yer almak istemediklerini her fırsatta göstermiş oluyorlar.
Pkk/SDG’deki dinamik rol arayışı bununla sınırlı değil elbet.
Mazlum Abdi, Şara ile yaptığı mutabakata CENTCOM helikopteri ile gönderildiği gibi şimdi yine bir ABD askeri üssünde ENKS ile barış masasında görülüyor.
Senaryoyu yazan sahneleyen ve yöneten hep aynı; CENTCOM!
18 Mart’ta Haseke kentindeki uluslararası koalisyon güçlerine ait üs bölgesinde gerçekleştirilen toplantıda, Barzani’ye yakınlığıyla bilinen ENKS ile SDG arasında önemli bir görüşme (adeta baskılarla) gerçekleştirildi.
Toplantıya ABD’nin Suriye İşlerinden Sorumlu Temsilcisi Scott Bowles, Fransa temsilcileri, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ve KDP Genel Başkanı Mesud Barzani’ye yakın isimler katılıyor.
Kendi çağdışı ve sapkın ideolojik yaklaşımı dışındaki tüm Kürdleri ‘Hain’ olarak adlandıran Pkk, sürekli Anti-Emperyalist retoriği yapmasına rağmen en büyük Emperyalist olan ABD’nin emir ve istekleri doğrultusunda hareket etmekten hiç de çekinmiyor.