Türkiye'deki sokak köpekleri Hindistan'daki ineklerden daha muteber ve de dokunulmazdır dersem, yanılmış olmam her halde. Öyle ki; bir grup sesi çok çıkan itperestin istekleri olsun diye çocuklarını itlere kurban eder hale geldi Türkiye.

Kenar-ı Fırat'ta olmasa da Fırat'ın oralarda bir yerde Yüksekova'da köpekler bir kuzuyu parçaladılar. Ruz-i Mahşerde kimden soracaklar bunu. Elbette bunca senedir bu sorunu çözmeyenlerden…

Ne olacak bu işin sonu. Hani meşhur bir söz var ya; taşları bağlamışlar köpekleri salmışlar diye, durum ona yakın bir şey.

Şimdi ne yapsın aileler. Devlet köpekleri başıboş olarak kontrolsüz bir şekilde sokaklara salıyor. Aileler tedbir için ne yapsınlar? Çocuklarını eve mi bağlasınlar? Okula, sokağa, oynamaya bırakmasınlar mı çocuklarını?

Sokaklar itperestlerin dediği gibi köpeklere mi terk edilsin?

Eslem Teker, 12 Yaşında.

Hakkari Yüksekova'da yaşıyor. Pardon yaşıyordu.

Öğle saatleriydi… Evden çıkmış, şehir kütüphanesine gidiyordu…

Amacı kitap alıp yeni şeyler öğrenmekti…

Evden çıkmıştı… Evin yanındaki boş arazide Devlet'in toplamadığı başıboş köpeklerin saldırısına uğradı…

Çevredekiler fark edip yardıma koşmuşlardı. Ama nafile; Devlet gibi, Belediye gibi onlar da geç kalmışlardı…

Sonra Devlet'in ambulansı geldi… Basra Harap olduktan, Eslem'in evine ateş düştükten sonra…

Devlet yine gecikmişti… Belediye yine gecikmişti…

Kurt soylular Fırat'a yakın bir yerde kapıvermişlerdi 12 yaşındaki masum Eslem'i…

Bu kaçıcı kurbandı itperestlerin rantı uğruna verilen?

Her kurbandan sonra olduğu gibi bu sefer de yetkililer jet hızıyla harekete geçip soruşturma açtılar(!)

Adalet Bakanı: 'Olayla ilgili olarak Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma tüm yönleriyle titiz bir şekilde sürdürülecektir.'

İçişleri Bakanı: 'Olayla ilgili Bakanlığımız tarafından derhal Mülkiye müfettişi görevlendirilmiş ve çalışmalar başlamıştır'

Bu tür açıklamalar bundan önceki saldırılardan sonra da yapılmıştı. Ama hiçbir şey değişmedi.

Halen ülkenin bir yerlerinde başıboş köpekler sürüler halinde yaşayıp çeteleşiyorlar.

Halen birileri çocuk parklarının çevresine köpekler için kasa kasa kemikler dökerek onları daha saldırgan hale getirebiliyor.

Hala mama firmalarının fonladığı itperestler sağa sola ağızlarından salyalar akıtarak saldırıyorlar.

Bir vatandaş kendini ya da çocuğunu korumak için bu itlerden birini itlaf edince sözde sanatçılar, hayvan hakları savunucuları falan entel dantel kişiler hemen tepki veriyorlar.

Ama bakın çocuklarımız ölünce başlarını kuma gömüyorlar. Onların havlamaları itlerin havlamalarını bile bastırıyor…

Hayvan sevgisi böyle bir şey değildir. Avrupa'dan Asya'ya hatta en geri Afrika ülkesinde bile bu kadar başıboş köpek yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar çok çocuk ve kadın başıboş köpeklere kurban verilmemektedir.

Avrupa ülkelerinin hiçbirinin sokaklarında bir tane bile sahipsiz hayvan göremezsiniz. Hiçbir saldırgan köpek türü, ağızlıksız dolaştırılamaz. En ufak süs köpekleri bile sokaklarda, insanların yoğun oldukları bölgelerde tasmasız bile dolaştırılamaz. Alışveriş merkezlerine, hastanelere, marketlere, okullara giremezler. Hem de sahipli ve aşılı oldukları halde.

Evet, hayvan sevgisi gereklidir. Ama insan sevgisinin önüne geçmemelidir. Söz konusu insan hayatı, çocukların sağlık ve güvenliği olunca hiçbir şeyin kıymeti yoktur.

Ha unutmadan size son ve çok önemli bir haber daha vereyim; Olaydan sonra(!) sonra(!) sonra(!) Yüksekova Belediyesi ile Tarım ve Orman Müdürlüğü veteriner hekimleri, olayın yaşandığı bölgedeki başıboş köpekleri toplamaya başlamış. Şu ana kadar toplanan 20 kadar başıboş köpek, Suüstü Köyündeki hayvan barınağına götürülmüş…

Bravo…(!)