Kınama korusu bu kez çok kapsamlı bir şekilde Doha’da toplanarak tarihi kararlara imza attı. İİT ve Arap ligi bir araya gelerek öylesine sert, öylesine kapsamlı ve kararlı bir şekilde kınadı ki; işgal rejimi hemen tası tarağı toplayıp Gazze’den kaçtı.

Koro bu kez işgal rejimine kararlılık gösterisi olarak vurmalı çalgıları özellikle de Arapça ‘Darb’ yani vurma anlamından türeyen ‘Darbukayı’ solo olarak kullanarak kararlılık vurgusu yaptı. Bu karalılık vurgusundan korkan işgal rejimi hemen ablukayı kaldırarak Gazze’ye gıda ve sağlık malzemelerinin girişini serbest bıraktı…

Maşallah… Barekallah…

Bu kınama korosunun kelli felli emmilerine ‘Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi’ diye şiir yazasım da gelmiyor değil hani…

Nasıl şiir yazılmaz ki; toplantı daha bitmeden onlarca ülkeden kalkan savaş uçakları, limanlardan demir alan gemiler, sınırları aşan ordular, uçuşan İHA’lar, füze yüklü SİHA’lar Filistin’e, Gazze’ye doğru Besmele ile yola çıktılar.

Maşallah… Barekallah…

Bi kınadılar… Bi kınadılar… Öyle böyle değil amma sert kınadılar korodaki emmiler… Darbukaya vura vura, davulu tokmağı kıra kıra kınadılar…

Ha unutmadan sadece kınamakla da kalmadılar haa. Bir de çok güzel tespitler yaptılar.

Mesela; Gazze’deki İnsani felaketin sorumlusunun israil olduğu gibi çok önemli bir tespitte bulunmuşlar. 10 numara 5 yıldız bir tespit bu.

Bir de bazı şeyleri de çok sert bir şekilde reddettiler ki; tarih böyle kararlı bir ret açıklamasına şahitlik etmemiştir.

Kınama korosu bu kez kendini aşarak Kınamanın da ötesine geçip kimi tespitlerde bulunmak ve kimi şeyleri reddetmek aşamasına bile geçti…

Kınadılar, çocukları kurtardılar(!)

Kınadılar, ablukayı kırdılar(!)

Kınadılar, Gazze’deki ölümleri durdurdular(!)

Kınadılar, siyonistleri durdurdular(!)

Kınadılar, SUMUD FİLOSU’na dokunulmazlık kazandırdılar(!)

Kınadılar, siyonist zindanlarındaki masumları özgür kıldılar(!)

Kınadılar … Kınadılar… Kınadılar…

Kınaya kınaya bir hal oldu emmiler… Yola çıktı her limandan gemiler…(!)

Kınama gibi bu kadar etkili ve caydırıcı bir silah varken ne gerek var değil mi uçaklara, gemilere, ordulara…

Hangi füze, hangi roket kınama kadar etkili olabilir ki?

Hangi gıda kınama kadar karın doyurabilir ki? Diplomatik çağrı soslu kınama dururken ne gerek var una, şekere, ekmeğe, bebek mamasına, süte, yoğurda?

Hangi ilaç kınama kadar sağaltabilir ki yaraları. Ne gerek var iğneye, ilaca, seruma, şuruba, ameliyat salonlarına kınama mesajları var iken.

Bir araya gelip ülkelerden savaş gemileri, savaş uçakları eşliğinde dolu gemiler çıkarmak mı? Hadi be oradan. Kınama gibi çok güçlü bir silah varken ne gerek var böylesine boş işlere?

Her kınama bin füze, bin roket iken, kınama tabiri bile tek başına düşmanın dizlerinin bağını çözüp işgalcilerin kalbine bir aylık mesafeden korku salarken benim gibi bazı akıl yoksunları ise kalkmış savaş uçağından, ordudan bahsediyor.

Bu adı batasıca kınama korosu gerçekten de çok istikrarlı.

Gazze’de çocuklar öldükçe, onlar kınıyorlar. Onlar kınadıkça çocuklar ölüyor…

İzahı olmayanın mizahı olur demişlerse de bu bir mizah değil trajedidir ondan da öte zilletin ta kendisidir…

Kınayın emmiler kınayın… Avurdununuz şişe şişe kınayın… Özel jetlerinize atlayıp ülkenize dönerken havada kınayın…

Kınayın emmiler kınayın… Gazze bitene kadar kınayın. Sıra size gelene kadar kınayın…