Türkiye’de Sol’un karşıtlarına özellikle de muhafazakâr politikacılara yapıştırdığı en çok kullanılan yaftalarından biridir Zübük yaftası.
Aziz Nesin’in aynı isimli kitabından uyarlanan bir film ile birçok kesimin de vakıf olduğu bir kavram bu Zübük ifadesi. Uyanık, üçkağıtçı, dolandırıcı, rüşvetçi, ahlaksız, parti parti dolaşan bir tip bu Zübük karakteri.
Garip bir tip… Menfaati için çıkıp Tanrı Dağı’nda ulumaktan evrilip devamında yıllarca hakaret ettiği partiye kapağı atacak kadar omurgasız bir tip bu Zübük Efendi.
Bu tiplerin yani Zübüklerin ideolojik ya da siyasal bir hedefleri, kaygıları yoktur. Tek sermayeleri keskin dilleridir. O dilleri sayesinde Kurt gibi ulumaktan birkaç saniyede Enternasyonal çığırmaya zıplayarak engin bir zübüklüğü yurt tutabilirler.
Nerede bir yolsuz, çalan çırpan varsa hemen oraya doğru koşarak o kapıdan eski kapılarına saydırmaya başlarlar. Neyi eleştirseler bir müddet sonra o işin yılmaz savunucusu olurlar. Kimi en çok eleştirirlerse bir müddet sonra onun önünde el pençe durup onun en ateşli savunucusu olurlar.
Bu zübüklüğün her dönemde bir merkezi, toplanma alanı vardır. Genelde bu toplanma alanları yıllardan beridir iktidar görmeyip ama o anda az da olsa iktidar umudu olan partidir.
Başta da belirttiğim gibi bu Zübük karakterini edebiyata kazandıran kişi solculuğuyla, hepsinden de öte İslam karşıtlığıyla bilinen ve de halkın yüzde altmışını aptallıkla itham eden kişi olan Aziz Nesin’dir.
Çocukluk yılları dışında ömrü sol cenahta geçen biri, doğal olarak en çok sol cenahı tanır ve tanımlamalarını, değerlendirmelerini ona göre yapar. Çünkü Aziz Nesin gibi insanların toplumla ilişkileri yoktur. Genelde dar bir çevrede, dar bir çerçevenin içerisinde yaşar, çevrelerindeki insanlara, aynı kafa yapısına sahip oldukları kişilere bakarak insanları, toplulukları değerlendirirler.
İşte Nesin’in bu değerlendirmelerinin bir sonucudur bu Zübük hikâyesi. Her ne kadar sağa, muhafazakârlığa tevdi edilmek istense de Zübük bir solculuk hikâyesidir. Hatta Aziz Nesin’in aptallıkla itham ettiği o yüzde 60’lık kesim de kendi çevresindeki, yakınındaki grubun yüzde altmışıdır.
Başta da dediğim gibi Zübük karakterinin ideolojisi ya da siyasi bir fikri yoktur. Onları bir araya getiren şey menfaat ilişkisidir.
Tüm bu anlatılanlar ışığında ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi eksenli operasyon uyarınca görüyoruz ki; Zübükler bir çatı altında toplanmaya, nimetlerden istifade etmeye başlamışlar ve de enginler gibi zenginleşmişler.
Öyle ki; geçmişte hangi partide olursa olsunlar bu Zübük karakterliler menfaat paydasında aynı çatının altını yurt edinmişler.
Kırk partiyi dolaşanlar mı dersiniz, sağın sağından sola doğru uluya uluya koşan mı dersiniz, dokuz ışıktan altı oka koşan mı dersiniz her türden onlarca çeşit zübük bir araya gelmiş hırsızlığı ve rüşveti savunuyorlar.
Gelinen bu aşamada gördük ki; zübük zübüğü CHP’de buluyor.
Hani derler ya, tam da Aziz Nesin’lik durum diye, işte durum tam da o durum….