• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Hani diyorlar ya Türkiye’de milliyetçilik yükseliyor diye; Bunu aslında ‘Türkiye’de içerisinde İslam düşmanlığı barındıran bir faşizm yükseltiliyor’ diye revize etmek lazım.

Gün geçmiyor ki; herhangi bir toplu taşıma aracında veya çarşıda, pazarda Müslüman kadınlar tesettürleri dolayısıyla ahlaksıca saldırıya uğramasın.

Hele hem Suriyeli hem de mantolu ve de başörtülüysen yanındaki çocuklara bakılmadan otobüsten indirilmen, ülkene dön, diye saldırıya uğrayarak dışlanman rutinin haline gelebiliyor.

En son İzmir’de bir grup Faşist alçağın yaptığı insanlık dışı muameleyi görünce, Türkiye bu değil, böyle olmamalı, dedim kendi kendime.

Eminim birçoğunuz sosyal medya kanallarından izlemişsinizdir. Çocukları hatta bebekleriyle yolculuk yapan 4 Müslüman Suriyeli kadın, darp edilerek zorla otobüsten indiriliyorlar. Tıkış tıkış olan otobüste bir grup namus fukarasının yaptığına diğer insanlar sessiz kalıyorlar. Görüntülere yansıyan seslerde çocuklar çığlık atarken, kimileri ise oh çekiyor.

O otobüste bu namus yoksunluğunda, şeref fukaralığında, insanlıktan fersah fersah uzak olma konusunda çukurluğun zirvesindeki sefiller, o kadınlara hakaret edip otobüsten indirirken ne otobüs şoförü ne de diğer yolcular tepki göstermiyorlar.

Bu tür tepkisizlikler, insanlıktan nasiplenmemiş faşist kafaların daha da cesaretlenmesine sebebiyet veriyor.

Bu dakikadan sonra devlet o insanlıktan yoksun faşistleri bularak yargılayıp cezalandırmazsa eğer bu suçun en büyük ortağı olacaktır.

Bu nedir Allah aşkına? Bunun bir adım ötesini düşünmek bile istemiyorum. Bu tehlikenin farkına varılmalıdır.

Devlet kendisine emanet olan bu insanları da her fırsatta nefretin hedefi olan Müslüman kadınları da korumalıdır.

Suriyelilere kendi kendilerini korumak zorunda oldukları gibi bir mecburiyet hissi verilmemelidir. Bunun doğuracağı sonuçlar Türkiye’yi içeride ve dışarıda çok zor durumlara düşürebilir.

Bu tür olayların hiçbirini bireysel tepkiler ya da ekonomik krizle boğuşan insanların o anki yanlışı gibi aklayıcı argümanlarla değerlendirilmemelidir. Bunlar, başta yenilgiyi hazmedemeyen CHP ve bu tür olayları körüklemek için kurulmuş olan Zafer Partisi’nin başını çektiği Faşist cephenin pompaladığı nefretin sonucudur.

Bu kesim, içerisinde İslam ve Müslüman düşmanlığı barındıran faşizm kapsamında yeniden ulusalcılığı gündeme getirerek adeta seçim yenilgisinin intikamını almaya çalışarak ülkede iç savaşın temellerini atıyor.

Tepki görmedikçe, hesap vermedikçe gittikçe azgınlaşıyorlar ve her geçen gün daha da saldırgan oluyorlar.

Açık bir şekilde şu tespit yapılabilir ki; Ülkenin başıboş köpek sorunu olduğu kadar başıboş Faşist sorunu da vardır.

AK Parti iktidarı şunun da farkında olmalı ki; çoğunlukla kendisine olan tepki, ya Müslüman mültecilerde ya da tesettürlü kadınların üzerinde tezahür ediyor. Müslüman kadınlar veya mülteciler gelen tepkileri göğüslemek zorunda değiller.

Bu saldırganlıkları önleyecek olan elbette ki; Devlet’in gücü olmalıdır. İktidarda Müslümanlığı önemsediğini söyleyen bir parti varken bu tür olayların yaşanması anlaşılacak bir durum değil doğrusu.