Evet, kendi kendimize bazı yasaklar koyalım ve kesinlikle bu yasaklara uyalım. Özellikle bir takım İslami konularda konuşmama ve dinlememe kararı alalım.
Çok defa düşünmüşümdür, oturduğum masanın arkasında bir pano yerleştireyim ve üzerine madde madde yazayım veya kağıtla iliştireyim.
“Burada bidat ve hurafeler konuşulmaz”
“Burada İslam’da üç aylar var mıdır yok mudur? Regaib gecesi var mıdır yok mudur, Mirac gecesi, Berat gecesi var mıdır konuşulmaz”
“Burada kabir azabı konuşulmaz”
“Burada kader konuşulmaz”
“Burada mezhepler konuşulmaz”
“Ümmetin bin dört yüz yıldan beri çözemediği konular konuşulmaz ve dinlenmez”
“Konuşacaksanız bu millet Kemalist tapınmadan nasıl kurtulur?”
“Gazze için niçin bir şeyler yapamıyoruz gibi konular konuşulur”
Ben bu düşüncemi bir dosta açtığımda, “hocam özür dilerim ama o zaman da eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş olursun, akıllarında yoksa da o konulara girerler, bu konularda illa ki senin düşüncelerini öğrenmek isterler” dedi, haklı buldum. Ama ben yine de bu yasaklarıma uymaya gayret ediyorum.
Allah için iyi düşünün, üzerinde ittifak edilen salih ameller ifa etmek varken, Müslümanları birbirleriyle kucaklaştıracak uğraşlar vermek varken ölü gündemlerle hayatı kendimize zehir etmek de neyin nesi oluyor?
Ne kendimiz konuşalım bu konularda ne de başkalarını dinleyelim. Varsın birileri bize bilgisiz desin, korkak desin.
Bunları konuşmazsak başka konuşulacak bir şey kalmadığını mı zannediyoruz?
Allah aşkına bırakın insanlar bazı gecelerde ibadet ediyorsa etsinler, Ramazan dışında bazı günlerde oruç tutuyorlarsa tutsunlar. “İslam’da böyle geceler ve gündüzler yoktur” diyerek bir takım nafile namazlarını ve oruçlarını bıraktırdığınızda sizin elinize ne geçecek?
Rabbim bütün günlerimizi ve gecelerimizi hayırlı ve mübarek eylesin?