​2025’i geride bırakıp 2026’ya dâhil olacağımız bugünlerde herkesin yeni yılla ilgili bir hesabı veya planı var.

Doğru yanlış, helal haram ve iyi kötü arasında gidip gelen bu hesaplar ve planların detayına girme niyetim yok!

Geride kalan bir yılı Müslüman bir bakış ve sorumlulukla değerlendirme niyetiyle kaleme almak istediğim yazı beni “apaçık bir fethin” önemli vesilelerinden olan destansı tünellere ve harikulade dehlizlere doğru çekti.

Fakr u zaruretten, azim ve çabadan beslenen, teknolojik imkândan yoksun ama mühendislik harikalarını gölgede bırakan şanlı direnişin yiğitler yuvası tünelleri ne kadar biliyoruz?

Siyonist çetenin, rezil işgalcinin kibrini yerle bir eden ve tüm dünyayı hayretler içinde bırakan yeraltı harikası tünellerden haberlerim var bir muştu niteliğinde.

Yerin 30 metre altı ve ​8 kilometre uzunluğu olan bir tünel…

Bu ne demek?

​Sekiz bin metreee!

Şimdi, 1’den 8 bine saymaya kalksak 134 dakikamızı veya 2 saat 15 dakikamızı alır.

Bu kadar zamanı göze almayız ve daha binli sayılara gelmeden bırakırız saymayı.

Hem bu tüneller, sadece bir çukur değil veya üstünkörü kazılmış da değil…

Küfre karşı baş eğmeyen, zulme karşı direngen, işgale karşı izzetli ve azimli bir gücü bağrında taşır bu tüneller…

İçinde ​ tam 80 yönetim ve komuta odasına sahip sistemli ve örgütlü bir karargâh ağı, bir üs zinciri taşır bu tüneller...

​​8 bin metre uzunluk ve 30 metre derinlik sadece birer nicel ölçü değil…

Her bir metre derinlik ve uzunluk aynı zamanda birer “sabır ve fedakarlık karesi”…

İlahi yardımın nitel tecellisi bir cihad hazırlığının, itaate razılığın ve sarsılmaz bir imanın adı ve adresidir bu tüneller…

30 basamak çıkınca yorulan bizler, 30 metre derinliğine 8 bin metre uzunluğuna bu tüneller emin olalım;

​Tevekküllü nefeslerin, cihadi yorgunlukların, infakla biriken paraların, Allah’a adanmış zamanların, ölümsüzlüğe adanmış şehitlerin, derdine razı yaralıların, aile ve çocuk hasreti cennet hasretine oranla dinmiş hasretlilerin karşılığıdır.

​Bu tünellerin kazılan metresi tekbir, tehlil, teşbih ve secdeyle tamamlanmış hasılatlı bir semeresidir.

Her bir metresi kazma darbesiyle, kürek sesleriyle

Adı HAMAS,

Adı Ebu Ubeyde,

Adı Yahya Sinvar

Olan binlerce kahramanlığın yerin kalbinde bir fotoğraftır göstermek istediğimiz…

​​Yerin kalbine doğru 30 metre dikey inişli, 8 bin metre yatay gidişli kumlu ve killi bir zeminde, boğucu bir sıcaklık ve nefes aldırmayacak kadar az bir oksijenle kazı yapmak…

Bu hassas yöntem, doğru ölçü, şaşmayan sistem ve çökmeyen matematiksel işlemin arkasındaki harikalar kim veya kimler?

Çimento yok, ahşap ara ki bulasın, demir nerede?

Taş kırıcılar çimento oldu,

Enkazlar tuğla oldu,

İnşası 192 bin saat, 8 bin gün, 20 küsur yıl süren bir tünel…

Eller, ayaklar ve parmaklar kesildi.

Tırnaklar söküldü.

Ve şehitler verildi.

Pes etmek yok,

Yorulmak yok,

Dinlenmek yok,

Beyaz bayrak yok,

Sır ifşa etmek yok,

Geri kalmak yok…

Dahası var…

8 bin metrelik kısım bu işin sadece bir parçası…

Tünelin toplam ağ uzunluğu…

Söylüyoruuuum…

Kalbinizi tutun!

Bir sekte olmasın!

Tam 780 kilometre…

Yani 780 biiin metre…

israil, ABD ve İngiliz keşif uçakları ile casus uyduları gökyüzünde,

Hareketli gözler ise yerde sürekli gözetim yapıyor…

Ama elde var sıfır…

Ve ​Tufan Günü gelip sır perdesi kalkınca...

En düşman ağızdan itiraflar:

"Bunlar inanılmaz! Askeri akademilerde okutulmalı!"

​Bir an duralım ve bu dehanın derinliklerine inelim!

Karşımıza çıkan iman, teslimiyet…

Karşımıza çıkan “Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz…” ve “Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar savaş atları hazırlayın!” ayetlerinden tecelli bir feraset ve bilenme…

Karşımıza çıkan Gazze…

Karşımıza çıkan yenilmez bir irade...

Karşımıza çıkan direnişin cihad ve şehadet sevdası…

Karşımıza çıkan yalanları ezip büzen hakikatin yüce ikliminde izzetin resmi olan bir DESTAN’dır.