• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Irkçılık çağın vebası oldu adeta. Özellikle Türkiye’de kökü dışarıda olan Operasyonel Irkçılık ülkeyi iç savaşa sürüklemeyi hedeflemektedir.

Açıkça belirtmek gerekirse FETÖ ve PKK ile başarılamayan kimi hedefler, bu yeni akım Irkçılık aracılığıyla yapılmak isteniyor.

Adına ne derseniz deyin bu yeni sürüm ırkçılığın hedefi, Anadolu coğrafyasında yeni bir Suriye ya da Irak oluşturmaktır.

Devlet ya da yetkililer bu tehlikeyi erkenden görmeli adını koyarak FETÖ’de düştükleri hataya düşmemelidirler.

Bir parti neden MİT başkanlığını ister ki? Elbette ki ortalığı daha iyi karıştırabilmek ve daha rahat bir şekilde devlet içine yerleşebilmek için.

Dikkat ederseniz kökü dışarıda olan bu operasyon mahsulü ırkçılar, her fırsatta toplumun en zayıf kesimlerini hedefe koyarak adeta onları tepki vermeye, karşı koymaya mecbur bırakıyor. Bu, ülkeye yapılan en büyük düşmanlıktır.

Bilmem dikkat etiniz mi? Bu kesim, PKK ve onun uzantılarıyla uğraşmaktan da uzak duruyor genelde. Çünkü zaten onların ellerinde silah var ve aynı yerden idare edilmenin konforunu yaşıyorlar.

Hedefine Mültecileri ve Dindar insanları koyan bu operasyonel ırkçılar, sağa sola ırkçı ve kışkırtıcı afişler asarak veya başta HÜDA PAR olmak üzere İslami referanslara sahip müspet yapıların önlerine bilinçsiz gençleri göndererek ortamı germeye, ülkeyi karıştırmaya çalışıyor.

Hafızasında 12 Eylül Darbesi öncesinde yaşanan olayların daha taze olduğu, o döneme ait acıların halen kanadığı günler olan bir ülkenin, geleceği ve milletinin selameti adına bu yapılanmalara karşı erkenden gerekli tedbirleri alması elzemdir.

Özellikle gençlerin, bu yapıdan uzak tutulması ve emperyalizmin kullanışlı aparatları olmaları engellenmelidir. Çünkü belli ki; bu operasyonel ırkçılar Türkiye’nin bu günlerinden ziyade geleceğini karıştırmayı, nesilleri kırdırmayı hedeflemektedirler.

Malum olduğu üzere bu hedefe ulaşılmak için, FETÖ korunup kollanarak büyütüldü. FETÖ’yü kaybeden güçler yedek kulübesine dönüp Tokyo Kaldırım Spor’dan transfer edilmiş ve yıllarca yedek kulübesine hapsettikleri oyuncuyu seçim süreci gibi hassas bir zamanda sahaya sürdüler.

İyice yemlenip sahaya sürülen yedek oyuncu doğrudan en hassas yerleri kaşıyarak arkasına bir rüzgâr almayı başardı. Yabancı ve Mülteci düşmanlığı, kullanılabilecek en pespaye argümandır. Ülke ve Milletin dertleri adına söyleyecek hiçbir şeyi olmayan, politika becerisinden yoksun olan her kötü niyetli aparat gibi bu FETÖ yedeği de aynı şeyi yaparak mültecileri hedef aldı.

Zaten ekonomik sorunlarla uğraşan halka gidip, ekmeğinizi bunlara veriyorlar, bunlar giderse sorun biter türü propagandalarda bulundular. Bunu yaparken de her türlü yalanı, montajı, iftirayı ve komployu kullanmaktan da geri durmadılar.

Tüm bu yaşananları alt alta yazınca; bu anlayışın en büyük beka sorunu olduğu gerçeğine ulaşıyoruz.

İşte Suriye ve Irak hemen yanı başımızda duruyor. Eğer yetkililer, ülkenin o ülkeler gibi olmasını istemiyorsa acilen tedbir almalıdırlar…