Erkeğin Hanımı Üzerindeki Hakları 1
Eşlerin birbiri üzerindeki haklarıyla ilgili detaylı bilgi isteyen hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“Biliyorum, sık sık farklı yönleriyle yazıyorsunuz, ancak ben, eşlerin birbiri üzerindeki haklarını net olarak madde madde okumak ve eşime de okutmak istiyorum..”
Rabbimiz ayet-i kerimede şöyle buyurur: “Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece fazladır. Allah azizdir, hakimdir.” (Bakara 228) Burada bir derece fazla diye zikredilen hususun Nisa suresi 34. ayette zikredilen kavvâmlık yani koruma ve yönetme hakkı olduğu söylenmiştir.
Erkeğin, hanımı üzerindeki haklarından birkaç tanesini şöyle özetleyelim:
Birincisi: Eşinin kendine itaat etmesi.
Bunu emreden birçok hüküm vardır:
“Allah Teâlâ’nın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve bunların ötekilere mallarından harcama yapması sebebiyle, erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için iyi kadınlar itâatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık onlar da kocalarının haklarına saygı gösterirler ve namuslarını korurlar.” (Nisâ 34)
Hadis-i Şerif’lerde şöyle buyrulmuştur; "Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer." (İbn Mace, Nikah 4)
"Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir’ denilir” (Müsned, 1/191; Mucemül Evsat 8805)
"Ey Allah'ın Resulü! dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?" "Kocası bakınca onu sevindiren, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi. (Nesâî, Nikâh 14)
İkincisi: Eşinin meşru cinsel taleplerini reddetmemesi.
Hadis-i Şerif bu konuda açık biçimde uyarır:
"Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler." (Buharî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120)
Üçüncüsü: Eşinden kendisinden izin alması, ondan izinsiz nafile ibadetlerde bulunmaması, yine izin vermediği kimseleri eve almaması..
Bu konuda da birkaç Hadis-i şerif hatırlayalım:
“Bir kadın kocası yanındayken onun izni olmadan oruç tutamaz. Kocasının izni olmadan bir kimseyi evine alamaz.” (Buhârî, Nikâh 84, 86; Müslim, Zekât 84)
"Kocası ondan sorumlu olduğu sürece hiçbir kadının kocanın malından, ondan izinsiz vermesi câiz olmaz." (Nesâi, Zekât 58)
Kadının dışarı çıkarken izin istemesi önemlidir. Bu köşede, yazılarımızda akraba ziyaretlerine izin vermeme gibi bir takım sorunları irdelemeye çalıştık.
Dördüncüsü: Eşinin, kocasının gıyabında da kocasının malını ve iffetini koruması.
Ayet-i Kerime’de şöyle buyrulur: “Onun için saliha kadınlar itaatkardır, Allah`ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar.”(Nisa 24)
Efendimiz(sav) de şöyle buyurur: “Saliha kadın, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşrû isteklerini yerine getirir ve onun olmadığı yerde hem malını, hem de namusunu muhafaza eder.” (İbn-i Mace, Nikah 5/1857)
Diğer hadislerinde ise; “Hiçbir kadın, kocasının evinden ondan izinsiz infakta/bağışta bulunmasın.” buyurur. (Ebu Davud, 3565)
Beşincisi: Eşinin, kocasını güler yüzle karşılaması.
Altıncısı: Eşinin, kocasının sırlarını kimseye anlatmaması.
Yedincisi: Çocuklarına şefkatle muamele etmesi.
Bu maddeler daha da artırılabilir. Ancak ailede esas olan hukuktan önce ahlaktır, fedakarlıktır. Müsamaha, affetme, sabır, tahammül, idare, tevazu, ikram, saygı, muhabbet, maddi manevi temizlik, kanaat, açık sözlülük, tevekkül, iktisat, yumuşaklık, öfkeyi yutma vs. bütün bunlar karşılıklı haklardan ziyade gönülle ilgilidir. Gönülsüz olunan yerde de hak hukuk pek işe yaramaz.
Biz yine de hakları saymaya devam edelim. Gelecek yazımızda da inşallah “kadının kocası üzerindeki hakları” diyelim.
Dua bekleriz.