• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Siyonist terör şebekesi, (Ortadoğu’ya göre küçük kalan) ordusuna rağmen Batı ülkelerinin desteğini alarak birkaç cephede orantısız bir şekilde savaşıp  ortalığı darmaduman etmeye devam ediyor.

Gazze, Batı Şeria, Lübnan derken son günlerde Suriye’ye gözünü diken siyonist Yahudiler Baas Rejiminden geriye kalan neredeyse tüm lojistik ve mühimmat depolarını imha etti, ediyor.

Kötü komşuluğun en uç örneği olarak tarihe geçen Yahudiler, Suriye’deki en küçük sarsıntıdan istifade ederek hemen komşusunun malını mülkünü gasp etmiş ve dahası komşusunun toparlanamaması için elinden geleni yapıyor.

Sadece savaşmakla kalmıyor, adım adım topraklarını genişletiyor.

Malum olduğu üzere siyonist Yahudi rejimi ABD ve İngiltere’nin gölgesinde nasıl olsa BM’de sınırları belli olmayan tek ülke avantajı ile bulunuyor.

Suriye’deki işgali kalıcı hale getirmek için Katil Netanyahu, Knesset’ten yeni bir karar çıkarttı. Yahudiler 1967’den beridir işgal altında tuttukları Golan Tepelerindeki işgali büyütüp Şam’a 20 km kadar yaklaşarak bir de tampon bölge oluşturmuşken Knesset’te ‘Golan Teleperindeki yerleşimci nüfusu iki katına çıkarma’ kararını onaylatıyor.

Siyonist Dış İşleri Bakanı Katz, hem Suriye’de hem de Batı Şeria’da mevcut işgallerin sürmesi ve yeni işgallerin önünün açılması için ‘bütçe ayrılması’ çağrısında bulunurken Batılı müttefiklerine de göz kırpıyor.

Siyonist Yahudilerle komşu olmanın bedeli ancak yağma, talan ve işgale uğramaktır.

En şanssız insanlardır siyonistlere komşu olanlar.

Yahudiler cephesinde işler bu minvalde iken sözde Filistin Yönetimi de Yahudilerle komşu olmanın ağır bedelini onların ahlaksız karakterine bürünmekle ödeyerek ihanetlerine yenilerini katıyor.

ABD, siyonist rejimden Filistin Yönetimi’nin Cenin Mülteci Kampı’nda, Nablus’ta, HAMAS ve İslami Cihad’ın askeri kanatlarına  karşı geniş çaplı operasyon yapabilmesi için onay ve destek sağlamasını istiyor.

Direktif CIA ile Şin Bet’ten geliyor.

Terörist Netanyahu ve Yahudilere şirin görünmeye çalıştıkça Filistinliler nezdinde lanetlenen Mahmud Abbas’ın eli kanlı timleri Batı Şeria genelinde Direnişçi avına çıkmaya devam ediyor.

Korumaya çalıştıkları tek menfaat koltuklarıdır.

Baas Rejiminin kanlı iktidarından hiç ders çıkarmayan Mahmud Abbas, tarihte bir hain olarak anılmayı göze alacak kadar halkına karşı gözünü karartmış durumda.

Yahudi rejimi, herhangi bir yerde herhangi bir Filistin Devleti’ni kabul etmeyeceğini defalarca ilan ederek nihayette Gazze gibi Batı Şeria’yı da ilhak etmek istediğini açıkça belirtmişti.

Bu gelişmelerdeki en ilginç nokta, Mahmud Abbas ve (Şin Bet’in kontrolüne giren Mahmud Abbas’ın) güvenlik birimleri toprakları alenen işgal ediliyorken ve halklarına karşı savaşta düşmana bir maşa olduklarını görmelerine rağmen geçici çıkarlar uğruna aleni İHANETİ benimsemeleridir.

İhanet bulaşıcı bir virütik hastalık gibidir. Bünyede durmaz başkalarına da bulaşmaya çalışır.

Yıllar içinde Filistin Özerk Yönetimi içinde kökleşmiş ve artık ihanet asıl , direniş tebei olarak görülmeye başlanmış neredeyse...