“İblis dedi ki: “Bundan böyle beni sapmana karşılık, ant içerim ki, ben de onları saptırmak için Senin Yolu’nun üstüne oturacağım! Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve Sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın! Allah buyurdu: “Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, seni ve sana uyanları, hepinizi Cehenneme dolduracağım!” (A’raf:116-18)
Adem’i Cennetten eden aynı Şeytan, şimdi de insanoğlunun biricik dünyasını elinden almak istiyor. Tabi ki bunu; saptırdığı asi, azgın bir azınlık üzerinden yapacak. Bunlar; süzülmüş safkan sapkın bir güruhtur.
Bunlar; “Yahudilik, Tevrat ve Süleyman..” kavramlarına yamadıkları mit ve efsanelerden nemalanan keskin nişancı sermaye avcıları, namı diğer siyonistlerdir. Bunlar esasen Yahudi de değil ancak Yahudilik inancı içinde etkin ve yetkindirler. Bunların Masonluk, Neocon… gibi yan sanayi ürünlerine girmeyeceğim.
Bunların atası yani Şeytan ne yapmıştı?
Hakk’ın emrine rağmen hilafete, bütün insanlığın hizmetine sunulan maddi ve manevi zenginlik ve değerlere talip olmuştu hem de tek başına ve kendi adına! Yanı başındaki melekleri dahi dışlamıştı.
Yani İblis; bu kadar bencil, bu kadar cani, vahşi, hırslı, kibirli, gözü dönmüş bir “suç, günah ve cinayet makinasıydı.”
Ne oldu? Evdeki bulgurdan da mahrum oldu. İlahi dergâhtan kovulan bir lanetli oldu. Kıyamete kadar boş ama saniye huzur bulamayacağı, dinlenemeyeceği zehir gibi bir Dünya yaşamı!.. Kıyamet sonrasında da dost ve yarenleri, asker ve hizbiyle gidecek; “..ilâ Cehenneme Zûmerâ!”
İşte israil’deki iktidar tam da budur. Ne az, ne çok!.. Şeytani mirasın duayenidir.
Dört kitapta tanımlanan şeytanın sıfatları neyse “siyonist”in sıfatları da odur.
Şeytan ne demişti?
“..onları saptırmak için Senin doğru yolunun üstüne oturacağım! Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve Sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!” Bakın israil’e ve dostlarının” haline!
Mesala Trump’a! Mesela halkı Müslüman devletlerin ekserindeki hükümetlere, liderler ve bunların dost ve yarenlerine!.. Suud Ailesine, Selmanlarına, Kral Abdullah’ı, Sisi’yi… ve daha nicesini hakikat terazisinde tartın Hakk Aşkı’na!..
Alayının sapkın olduklarını kusursuz görürsünüz! Alayının söz ve fiillilerinin şeytanı sevindirdiğini, mazlumu inlettiğini görürsünüz! Yerli işbirlikçilerdir. Diyar-ı İslam’da bu cins ve türden nice ucube görürsünüz.
Önlerinde inlettikleri kendi halkları; arkalarında bıraktıkları kan ve gözyaşını; sağlarında mera ve çayırlarımızda salma gezen suret-i haktan görünen mutlu azınlığı; sol cenahlarındaysa “terörist, vatan haini, işbirlikçi…” diye yaftaladıkları “öz yurdundaki garipleri” yani kendinizi göreceksiniz! Bunların “alt ve üst cenahlarını” da lütfen siz düşünün!
İnsanlık bugün; O Kadim Şeytan’ın insan suretindeki temsilcisiyle mücadelede… Gazze’den İran’a kadar direnenler ise bu şeytanın ateş hattında!
Kardeşlerim kusura kalmasın, “kendini kınayan nefs” olsun! Şu “ateş hattındaki Direnişe bakın Allah aşkına!
Kardeşlerimizin halleri; "Ahir zamanda iman bir kor ateş haline gelecek" hadisinin tecellisi değil mi? İşte yanıyorlar!..
Siyonist’in yaktığı ateşteki dert ve ders nedir? “Yoksa siz Allah içinizden cihad edenleri; sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız!”(A.İmran-142) ayetinin fermanı ve feryadı değil midir?
İsrail’in yaktığı ateş ve buna rağmen; ateş ve odununu dünyadan götüren nice iman ehlinin söz ve fiillerindeki keyfilik, ibretlik durum bugün olanlar değil de nedir?
Meğer SÖZ’ün bittiği yerde şeref, şan ve imanla yürümek dışında bir görev, bir şansın kalmıyormuş!
Zalimi zelil, hakikati aziz etmenin kelle koltukta mert meydanına yürümekten başka bir yolu yokmuş!
Gazze olmasaydı siyonist bugün nice Müslüman’ın makulü olmuştu! Mirasınıza varis İHA/SİHA’lı ordularıyla nice ülkeler, liderler… düşlemiştim ama bu hisse de İran’a düştü!.. “Ben demiştim!..”
“Yerin altının yerin üstünden hayırlı olduğu” şu ortamda iman, iz’an, vicdan, cesaret, feraseti ver İlahi! Ver ki “Ateş ve odununu dünyadan taşıyan zavallı gafillerden olmayalım İlahi!..
“Kendilerinden öncekilerin başından geçen felaketlerin bir benzerini mi bekliyorlar? De ki: -Bekleyin! Ben de sizinle beraber bekliyorum." (Yunus-102) Wesselam.