Sözüm bizim mahalleye.
Türk, Kürt, Arap, Fars veya bir başka milletten olup, kendini dindar addeden Müslümanlara,
Sünni; Hanefî, Malikî, Hanbelî ve Şafiîlere,
Şii; Zeydî, Caferi ve İsmailîlere,
Kadirî, Nakşibendî, Halvetî veya Rufaî gibi tarikatlara,
Risale-i Nur’a tabi talebelere,
AK Parti, HÜDA PAR, Yeniden Refah, Saadet ve Gelecek gibi siyasi partilere,
Velhasıl kendini dindar veya muhafazakâr diye tanımlayan tüm kesimlere.
Herhalde hepiniz benim gibi işin farkındasınız.
Bugüne kadar Kürtlerin mağduriyeti ile ilgili sahayı boş bıraktığımız için, bu dindar ve muhafazakâr halkın taleplerini komünistler dile getirdi.
Biz sustuk onlar konuştu.
Şeyh Said ve arkadaşları asıldıktan sonra bizler kabuğumuza çekildik. Ama onlar meydanları doldurdu.
Söylememiz gereken sözleri seküler kesim söyledi.
Yapmamamız gereken şeyleri sosyalistler yaptı.
Dolayısıyla;
Melayê Cizirî’nin ahfadı,
Melayê Bateyî’nin çocukları,
Fekîyê Teyra’nın nesli,
Mevlâna Halid Şehrezorî’nin torunları,
Sosyalist, komünist, laik velhasıl ne derseniz deyin ama fevç fevç seküler oldular.
Hele hele Türk muhafazakârlar!
Siz Türk solunun Kürt soluna sahip çıktığı kadar da mı olamıyorsunuz?
Siz Kürtlerin dindar geleneğinden gelen Barzanîlere atıp tutarken, işin sonunda bu durumdan PKK gibi komünistlerin istifade edeceğini görmeyecek kadar kör müsünüz?
Ankara’da, İstanbul’da oturduğunuz koltuklardan, ekran başlarında kurduğunuz cümlelerden ötürü, Kürt illerinde Hacı Mustafa veya Sofi Abdurrahman’ın çocuklarının Stalinist örgüte kayacağını görmeyecek basiret yoksunu musunuz?
Neden Kürt, Türk, Arap ve Acem tüm dindar kesim, PKK’nın ekmeğine yağ sürecek cümleler kuruyor? Neden konjonktürel olarak sosyalistlerin işini kolaylaştıracak açıklamalar yapıyor. Kurduğunuz cümleler ile Kürdün gönlünde onarılmaz yaralar açtığınızı görmeyecek kadar siyaset yoksunu musunuz?
Muharrem Çoşkun kadar ehli insaf olamıyor musunuz? Günün sonunda PKK’nın; “Bakın bizim dindarımızı da dinsizimizi de sevmiyorlar. Bunların meselesi İslam değil, ümmet kardeşliği hiç değil. Bunlar bizi Kürt olduğumuz için sevmiyorlar. Kardeşlik mardeşlik hikâye” diyeceğini hesap edemeyecek kadar basiret yoksunu mu oldunuz?
Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmak herhâlde budur. Kendi ellerimizle Kürtleri sosyalistlere, laiklere teslim edip dünya ve ahiretlerini tehlikeye atıyoruz.
Ama artık yeter!
Bir şeyler söyleyin. Kürt meselinde söyleyecek sözü olan ortaya çıkıp söylesin. Yoksa tünelden önceki son çıkışa varmak üzereyiz. Bunu da kaçıracak olursak, iflah olmaz seküler Kürdü biz kendi elimizle yaratmış olacağız.
Hem size ne zamana kadar şu hadisi hatırlatmak zorunda kalacağız: “Kendi nefsiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe gerçek mümin olamazsınız.”
Belirttiğim üzere söz söyleme vakti gelmiştir. Bu süreçte söylememiz gereken sözleri söylemez veya yapmamız gerekenleri yapmazsak, yarın Kürtlerin laiklerinden şikayet etme hakkımız olmaz.
Şu hâlde;
Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz grup, halk, tarikat, mezhep ve meşreplerin temsilcileri!
Buyurun söz sırası sizde. Söyleyecek kelamınız varsa söyleyin.
Ya da adam gibi susun da HÜDA PAR konuştuğunda bari ayak bağı olmayın.