İnsanlar topluluk halinde yaşarlar. Bu topluluk içinde yaşamaları haciyattan değil, zaruriyattandır. Yaratılmışlar içinde çok önemli bir yere (İsra/70-1) sahip olan insan dini düşünce dahil her kazanımını fıtraten değil, kesbi bir amelle elde eder. İnsanlar dışında diğer canlı varlıklar kazanımlarını fıtraten alırlar. Fıtraten alınanlar da ya iş’ari ya da tashiridir.
Birincisi hayvanlardır: Hayvanlar, hayatları için lazım olan bilgi ve kazanımları fıtraten yani yaratılışla beraber Yüce Allah tarafından tashiri olarak verilir. Verilen bu emirlere genel olarak uyarlar. Fakat uyduklarında mükafat, uymadıklarında da ceza almazlar.
İkincisi Meleklerdir: Melekler, fıtraten yaratılışta Yüce Allah tarafından teş’iri olarak onlara emirler verilir. Meleklere verilenlerin hayvanlara verilenlerden farklı, aldıkları emirleri ne güç ne de düşünce bazında yerine getirmede asla zorlanmazlar. Ama hayvanlar ve insanlar öyle değildir.
Üçüncüsü İnsanlardır: İnsanlar doğarken biri elbise diğeri de bilgi olarak sıfır halde doğarlar. İnsanları Yüce Allah fıtraten iyi ile kötüden birini tercih edip etmemede serbest olarak mevlevi emirlerle yükümlü tutmuştur. İnsanlara yeraltı ve yerüstü ve de göklerde bulunan tüm varlıklar üzerinde bir tasarruf yetkisi ve yetisi vermiştir.
İnsanların varlıklarla olan üç çeşit alakası vardır. Bu manada belirlenmiş yasa ve ilkeler çerçevesinde bir sorumluluk (Ahzab/72) vardır. Bu da İnsan-İlah ilişkisi, İnsan-İnsan ilişkisi ve İnsan ile diğer canlı ve cansızlar ilişkileri. Yüce Allah kâinata bu manada bir denge kurmuştur (Rahman/7) insana bu dengeyi bozmayınız (Rahman/8) diye nehiy eder. İşte İnsanın insanla olan ilişkilerin en kritiklerinden biri de borçlar hukukudur. Borçların yapılanmasında “Ğarar” konusunu anlamaya çalışacağız.
Ğarar, Yapılan alışverişin haksız kazanca yol açacak ölçüde kapalılık taşıması manasına gelir.
Ğarar birkaç kısma ayrılır; Müessir ğarar, bu tarafların iradelerine ve dolayısıyla akdin sıhhatına etki eden ğarardır. Gayri müessir ğarar, bu da akdin sıhhatına etki etmeyen ğarardır. Ğararul-Yesir, satışlarda küçük risk ve belirsizlikleri içerir. Buna misal olarak günümüzde açık büfe, bütün odaları gezmeden bir evin satın alınması, standart hamamlardan istifade etmek, ay 29 ya da 31 sürse de bir yerin veya dükkanın bir aylığına kiralaması gibi...ğarardır. Bu durumlarda bu riskler yüzünden satış fesih edilemez.
Ğararul Yesir’deki küçük riskler yüzünden akdin feshedilemeyeceği konusunda ulema ittifak etmişlerdir. Çünkü bir alışverişin hiç risk taşımaması nerde ise mümkün değildir. Ulemanın bu konu hakkında var olan ihtilafı, bazı alimlere göre bir çeşit alışveriş Ğararı Yesir’e, diğerlerine göre ise Ğararı Kesire’den sayılmasında olmuştur.
Ğararı Kesir, büyük risk taşıyan satış çeşitlerine verilen fıkhi bir isimdir. Buna misal, denizdeki balıkların satılması, hayvanın karnındakinin de annesinin fiyatına eklenerek yapılan satış, müşterinin tayın hakkı olmaksızın meçhul bir malın satılması, satış bedelinin belirsiz bir vakte ertelenmesi ve meydana çıkmamış veya olgunlaşmamış meyvenin satışı gibi… Bu çeşit Ğarar ile yapılan alış veriş feshedilir. Mesela fıstık veya üzüm bağı daha yeni yeni taze iken satışı yapılsa bu çeşit Ğarara girer.
Ancak alıcı ve satıcı böyle bir alışverişi şayet yapmışsa, sıhhat şartlarından biri eksik olan alışverişler tek taraflı bağlamazlık kuralı geçerlidir. Yani bu alışverişte mağdur olan kişi bu akitle bağlı değilken, diğer taraf bağlıdır. İradesi, burada belirtilen yollardan birisi ile bozulmuş olan kişinin akdi feshetme veya geçerli sayma hakkı vardır. Geçerli kılınan akit, yapıldığı andan itibaren sonuç doğurur.