Alt yapısı önceden hazırlanan gezisine profesyonel bir protokol ile başlayan ABD Başkanı Trump, Körfez ülkelerine yaptığı ‘Haraç kesme’ operasyonunda 4 günde 4 trilyon dolarlık bir hasılatla keyif içinde ülkesine geri döndü.

4 trilyon $ gerçekten büyük para... ABD’nin Siyonist Rejime yıllık hibesinin 4 milyar $ olduğu ve 19 aydır işgal rejimine yapılan askeri yardımın 60 milyar $ olduğu düşünüldüğünde bunun büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.

Adamı takdir etmek gerekmez mi?

Gazze’de işlenen vahşet ve soykırımın ortağı olduğu halde yüzü kızarıp bozarmadan ve hiçbir protestoya uğramadan tabiri caizse tereyağından kıl çekercesine bir maharetle Ortadoğu’ya gelip bu haracı gönüllü uşaklarından alıp gitmesi takdire şayan değil mi?

Hem de karşılığında dişe dokunur hiçbir şey vermeden!

Muhammed Bin Selman’ın manevrasıyla Ahmet el Şara ile görüşmesi dışında bir bedel ödediği görüldü mü? Tabii bu da bir bedel ise? Alan memnun veren memnun!

Aynen onunla görüşebilmek ve onunla poz verebilmek için İslam Dünyasına ait paraları Trump’ın önüne döken zevat gibi…

Sahi birini lanetlemek gerekirse kimden başlamak gerek?

Küfrünün ve İslam düşmanlığının gereğini yerine getirdiği için Trump mı lanetlenmeli yoksa Müslüman olduğunu iddia edip Siyonist Yahudilerin planlarının uygulanması için her türlü desteği sunarak işgal rejimini meşrulaştırmaya çalışan sözde Arap liderlerden mi başlanmalı?

Avrupa’da vicdan sahibi insanların hükümetlerin yasaklarına ve cezalandırmalarına karşı meydanları doldurmaları ama buna karşı (Yemen, Lübnan ve İran gibi birkaç ülke dışında) İslam Dünyası’nın utanç içinde sessizliğe bürünmeleri ilginç değil mi?

Hollanda ve İngiltere’de vicdan sahibi yüz binlerce insanın meydanlara akmasına karşılık Türkiye ve Arap ülkelerinde insanların duyarsız davranışları... Türkiye’de Şampiyonluk kutlamaları sürerken Yahudi ordusunun gece boyunca süren Gazze bombardımanı ile sosyal medyaya düşen görüntüler...

Arap ülkelerinde ince ince işlenen seküler yaşam modeli ile Batı’dan ithal edilen sapıkça eğlenceler(!)

Bir tarafta İngiltere merkezli Co-op süpermarket zinciri’nin aldığı karar ile üyelerinin oylarıyla israil ürünlerinin boykot edilmesi istenirken, diğer tarafta İslam Dünyası’nda Müslüman(!) iş insanlarının terörist israil ile ticareti fırsata dönüştürüp iş hacimlerini artırmaları utanç verici bir ilginçlik değil mi?

“israilin en büyük yardımcısı benim!” diyerek siyonist lobinin iltifatını celbeden Trump gibi birinin sıklıkla tekrarladığı “Falankesi seviyorum, filankesi sevmiyorum!” şeklindeki anormal davranış modellemesi örneği taşıyan ifadelerine ram olan liderlerin “...seviyorum!” övgüsüne layık olmak için atmadıkları takla kalmazken insanın aklına çocukça ve batıl bir hareket olan ‘Papatya falı’ geliyor.

Elbette ki bundan da önemlisi sahibinin iltifatına mazhar olabilmek için emre amade av köpeklerinin hali de benzerlik taşıyor.

İslam Tarihi bu tür av köpeklerinden çekilen acılarla doludur.

Hz. Hüseyin’in Kerbela destanında, karşısına dikilen Şimr ile Ömer b. Sad’ın tarih boyunca lanetle anılmalarından ders çıkarmayanlar bugün Gazze Destanı’na karşı lanetli Yahudi’ye yardıma koşmaktan geri durmayarak tarihte lanetle anılacaklarını unutuyorlar.