Dünya basını İran ve Yahudi Rejimi arasındaki çatışma sona erdikten hemen sonraki gün Tel Aviv’deki panolarda “Abraham Alliance” (İbrahim Kalkanı/Anlaşmaları) başlığıyla yayınlanan reklamı yaptı.

‘İbrahim Anlaşmaları’ ile hedeflenen olgu tam anlamıyla siyasi, ticari, tarımsal ve sağlık gibi tüm alanlarda ülkelerin ‘Terörist Yahudi Rejimini’ tanımasını hedefliyor.

Bu anlaşmaya imza atan ülke artık Yahudi Rejimi için tehdit olmaktan çıkmış olmakla kalmıyor bu ülke yönetimlerini Yahudiler için birer ‘Koruyucu Kalkan’a dönüştürüyorlar.

Böylece barbar Yahudi Rejimi etrafında oluşturulacak bu güvenlik ekseniyle olası tehditler ona yetişmeden engellenmiş olacak.

Aynen İran’dan atılan füzelerin israile ulaşmadan Ürdün gibi kukla rejimler tarafından havada imha edilmesi gibi.

Tel Aviv’deki reklam panolarının sahipleri öyle sıradan kişiler de değil.

Her biri Yahudi Rejimindeki sabık meşhur kişiler. Panolar Aralık 2024’ten beridir hazırlanıyor.

Reklam şirketinin arkasında ise Trump’ın Yahudi damadı Jared Kushner bulunuyor.

Küresel Siyonizm, İbrahim Anlaşmaları konusunu çok ciddiye alıyor.

Bu konuda başarılı olmaları halinde Arz-ı Mev’ud hurafesini gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlar.

‘Normalleşme!’ adlı ihanet anlaşmalarının arasında neredeyse tüm çevre ülkeler bulunuyor.

İlginç olanı ise şüphesiz Suriye!

Belki de ondan ilginci bu büyük listede Türkiye’nin olmayışı. Türkiye ile ilgili herhangi bir vurgunun olmaması ilginç.

Bu noktada “Acaba Yahudi Rejimi, Türkiye’deki Kemalist anlayış ve bu doğrultudaki bürokrasiden mi medet umuyor? Türkiye’yi kendi bloklarında gördükleri için mi panolarda resmetmek istemiyorlar, gibi sorular cevapsız kalırken Türkiye, Suriye’de hava radar sistemi kurma anlaşması yapıyor. Yani Türkiye, bir tarafta Suriye üzerinden Siyonist Yahudilerle çekişir(gibi görünür)ken diğer yandan Küresel Siyonist Lobi eliyle israile tam bir entegre ile bağlanmak isteniyor.

Nitekim Siyonist Lobi, ABD’nin Ulusalcıları ve Evangelistlerle birlikte ‘Büyük israil’i kurma konusunda hemfikir davranmakta. Ve bu konuda Gazze’de yaşanan vahşeti normalleştirip dünyanın geri kalanını umursamıyorlar.

Terörist Yahudi birlikleri Gazze'de sözde Yardım Merkezleri olarak kurulan yerlere biriken insanları bilinçli bir şekilde katledip bunu sıradanlaştırıyor. Öyle ki Venezzuella Devlet Başkanı Maduro’nun dediği gibi “israil her gün 100 Filistinli öldürüyor ve Batı’dan hiç ses çıkmıyor!”

Trump, tribünlere oynayıp Gazze’de anlaşma yakın derken İşgalci Yahudiler adım adım yayıldıklarını gösteren 'Tehcir emri' yayınlıyor.

ABD ile işgalci Yahudiler, Gazze’de her ne yaparlarsa yapsınlar; yardım için insanları toplayıp gaddarca katletseler ve hatta un çuvallarına bağımlılık yapıcı Oxycodone hapları karıştırsalar da gerek Direniş Ekseni gerekse de Vicdan sahiplerinin dayanışma Ekseni gün geçtikçe pekişip güçleniyor.

Malezya merkezli Gazze’ye doğru ‘Bin Gemi’ projesinde hazırlıklar sürerken İngiltere’de 200 bin kişinin katıldığı Bob Vylan konserinde ilginç manzaralar yaşandı.

Glastonbury Festivali’nde sahne alan Bob Vylan, büyük kalabalığa “Free Palestine”( Özgür Filistin) ve ardından “Death to the IDF” (israil ordusuna ölüm!) sloganları attırdı. Sahnedeki bu sloganlar, BBC’nin canlı yayını üzerinden kesintisiz verilince işgalci Yahudiler neye uğradığını şaşırarak hemen ‘Antisemitizm’ ipine sarıldı.

Batı kamuoyundaki Vicdan Sahipleri her platformda seslerini yükseltirken, Türkiye’deki sözde Sanat Camiası’nın bilinçli suskunluğunun ilginç bir şekilde sorgulanmaması ayrı bir merak konusu!

Buna rağmen insanlığın ‘Antisemitizm’ saçmalığına artık itibar etmemesi Gazze Direnişinin insanlık adına bir kazanımı oldu.