Gençlik, her dönemde ve her toplumda üzerinde en çok konuşulan, en çok umut bağlanan dönem olmuştur. Çünkü gençlik; geleceği hayal eden, plan kuran, inancına ve duruşuna yön veren, karakterin temellerinin şekillendiği en kritik çağdır.

Ne var ki bugünün gençliği, kendi sorumluluğunun bilincinden uzak, hayal dünyasında yaşamaktadır. Bu nedenle geleceğe dair plan yapmayan, yeni bir inşa tasavvuru bulunmayan bir nesil yetişmektedir. Sorumluluğunun farkına varmayan ve geleceğini tesadüflere bırakan bu gençlik görüntüsü, toplumun pek çok alanında kendini göstermektedir. Oysa gençlik, bir toplumun geleceğinde en büyük paya sahip kesimdir. Bugünün gençleri, yarının toplumunu omuzlarında taşır.

Bu noktada gençlerin güçlü örneklere yönelmesi büyük önem taşımaktadır. Mus'ab bin Umeyr, hayatı ve mücadelesiyle gençler için en çarpıcı örneklerden biridir. Zenginlikten imana uzanan yolculuğu, davasına olan sadakati, mücadele azmi ve vakur duruşuyla Mus’ab, her çağın gençlerine ışık tutmaya devam etmektedir.

Bilindiği gibi Mus’ab bin Umeyr, Allah Resûlü tarafından İslam’ı tebliğ etmek üzere Medine’ye gönderilmiştir. Medine’ye vardığında sorumluluğunun farkına varmış; çalmadık kapı, dokunmadık gönül bırakmamıştır. Onun gayretiyle İslam’ın ulaşmadığı neredeyse hiçbir ev kalmamış; Medine toplumu kısa sürede büyük bir değişim yaşamıştır.

Bugünün gençleri için Mus’ab bin Umeyr yalnızca bir tarihî şahsiyet değil; azmin, kararlılığın ve adanmışlığın timsalidir. Ne yazık ki bugün “Mus’ab kimdir?” diye sorulduğunda, gençlerin çok azı onun hayatını ve mücadelesini layıkıyla bilmektedir.

Oysa gençlik; bir toplumun nefesi, umudu ve yarınıdır. Gençleri ihmal eden toplumlar, aslında kendi geleceklerini ihmal ederler. Allah'a emanet olunuz.