Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi ve Ramazan ayını içinde barındıran mübarek üç aylara terör rejiminin Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırı, işgal ve soykırımı nedeniyle buruk olarak giriyoruz.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V), “Ya Rabbi, Receb ve Şaban’ı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazan’a eriştir” diye dua ederek karşıladığı mübarek üç aylar geçtiğimiz pazar başladı. Receb Ayının ilk cuma gecesi olan 25 Aralık Perşembe akşamı da "Regaib Kandili"ni idrak edeceğiz.

Receb ayında, Regaib ve Mirâc; Şaban ayında Berat, Ramazan ayında ise Kadir Gecesi gibi dört ayrı geceyi içinde barındıran üç aylar, dua ve yakarışların Allah’a arz edilmesi, pişmanlık gözyaşlarıyla günahların yıkanması, yapılan ibadet, itaat ve zikre verilen sevabın katlanması bakımından ganimet bileceğimiz önemli bir fırsattır.

Bu mübarek aylar ve geceler Müslümanlar için birer nimettir. Bu mübarek zaman dilimi vesilesiyle ibadetlerimizi, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı artıralım. Başta Gazze soykırımı ve işgali olmak üzere işgal ve zulüm altında olan Müslümanları unutmadan onlara kavli ve fiili dua ile destek olmalıyız. Gazze’nin unutulmasını engellemeli ve sürekli gündemde tutmalıyız. Unutmayalım ki, 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtından bu yana geçen 27 ayda siyonist işgal rejimi, dünyanın kör ilgisizliğinden ve sessiz desteğinden aldığı cesaretle Gazze Şeridi’nde işlediği soykırım, tarifsiz katliamlar, kuşatma ve vahşetler işlevsiz ateşkes anlaşmasına rağmen devam ediyor. Gazze’de katliamlar, soğuk hava ve enkaz altında kalmaktan vefat eden bebek, çocuk ve sivil haberleri ile her gün her saat bir kez daha yıkılıyoruz.

Tablonun bu kadar karamsar olduğu bir dönemde kutlu maneviyat iklimine kavuştuk lakin Gazze ve coğrafyamızda yaşanan acılardan dolayı bunun farkına varamıyoruz ve o heyecan ve mutluluğu gönlümüzce yaşayamıyoruz. Tarihin en vahşi katliam ve soykırımına rağmen ülkemizde maalesef yılbaşı kutlamaya meraklı “Müslüman kılıklı” büyük bir kitle var! Ne haram dinliyorlar ne çocukların ve kadınların açlıktan, soğuktan ve bombalarla paramparça edilerek katledilmeleri onları etkiliyor.

Bu mübarek aylarda; Hz. Ömer’in (R.A.)’nın, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.” sözünün gereğini yaparak; hem “Gazze için ne yaptık?” diyerek kendimizi hesaba çekelim, hem de nefislerimizi, amelimizi hesaba çekelim. Ömrümüzü nerede ve nasıl geçirdiğimize bakalım ve eksiklerimizi gözden geçirelim.

Bu manevi iklimde ibadet ve zikirlerimizi çoğaltmalı, bol bol tevbe ve istiğfar ederek, bu mevsimin ruhuna uygun olarak yardımlaşma ve dayanışma ruhunu hâkim kılmalıyız. Unutulmamalıyız ki; imtihan için gönderilen kullar olarak bu dar-ı imtihanda nasıl yaşamışsak, hangi yolu takip etmiş, kime uymuşsak; hesap günü olan kıyamet gününde de Allah’ın huzuruna, dünyada işlediğimiz ameller ile varacağız. Eğer dünyada çaresiz mazlumlara sahip çıkmış isek; ona göre karşılığını mükafat olarak alacağız. Yok, eğer şeytan ve avenesine uyarak insanlık düşmanı soykırımcı siyon-emperyal güçlere destek olmuşsak; azabı kat kat hak edeceğiz. Aynı şekilde yapmamız gerekeni yapmaz ve elimizdeki gücü zulme karşı kullanmazsak bunun da hesabını vereceğimizi unutmayalım.

Bu konuda Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:

"Ey İman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır." -Haşr Suresi:18-

Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazan’ı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Ramazan ayına bir hazırlık olmak üzere Receb ve Şaban aylarını daha verimli olarak değerlendirmeliyiz.

Bu mevsimi ‘ömrümüzün son ramazan ve üç ayları’ düşüncesiyle en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Mümkün olduğunca kendimizi günahlardan korumaya çalışmalı ve tevbemizi yenilemeliyiz. Unutmayalım ki; bu aylar Müslümanlar için manevi arınma, ibadet ve muhasebe zamanıdır. Rabbimiz! Receb ve Şaban ayları vesilesi ile bizleri Ramazan’a hazırlamak istiyor. Çünkü Ramazan ayı bizler için artık hasat vaktidir.

Üç ayların ehemmiyeti ile ilgili olarak şu sözü hatırlayalım: “Receb tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.”

Sonuç olarak: Kalplerin yumuşadığı, yardımlaşma ruhunun zirve yaptığı bu manevi iklimde Gazze’de yaşanan insanlık dramını ve felaketi unutmayalım. Gazze’ye yardımları artıralım ve Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için çalışalım. Mübarek üç ayların ümmetin birliğine, Gazze Şeridi başta olmak üzere coğrafyamızın özgürlük ve kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.

Selam ve dua ile…