Bir kitap tahlili yapmayacağım. Tertemiz bir tarihi satır satır işleyen bir tarihe dikkat çekmeye çalışacağım.

Şehitler Kervanı Silvan-1 kitabı.

Dua yayıncılıktan, Mehmet Baran Hoca’nın kaleminden.

Ama şanlı bir direnişten dökülen sayfaları dikkate sunmaya çalışacağım.

Ne yiğitler gelmiş meğer. Ne yiğitler gitmiş.

İman nedir, fedakârlık nedir, dava nedir, şehadet nedir, şehid kimdir?

Sorularını en güzel şekilde hayatları ile önümüze seren ne canlar varmış meğer.

Adını bilmediğimiz; ama mele-i a’lanın ne çok sakini ile aynı yola revan olmuşuz meğer.

Gazze gibiymişiz aynen.

Gazze kadar çekmişiz acıları. Gazze gibi bedeller vermişiz. Gazze gibi direnmişiz aslında.

Düşmanın, siyonistlerden tek farkı uçaklarının olmaması imiş sadece.

O da olsaydı tam bir Gazzeymişiz demek.

Sadece Silvan böyleyse acaba diğer yerler nasılmış?

Sadece Silvan şehitleri böyle ise diğer yerdeki şehitler nasılmış acaba?

Bu çorak topraklarda iman; ete kemiğe bürünmüş sanki.

Gece-gündüz, işi gücü İslam olan yiğitler neşvünema olmuş sanki.

Sahabe kokusu yayılmış adeta her tarafa.

Sahabe duruşu sergilenmiş zalim-dinsiz düşmana.

Yani şimdi biz bu azizler ile aynı davanın içinde miyiz?

Bu ne güzel bir dava. Bunlar ne güzel Müslümanlar.

Yazılanlar dışında o kadar çok yaşananlar da eklense acaba nasıl bir tablo ortaya çıkar kim bilir.

Bu açıdan;

Bu tarih işlenmeli.

Bu tarih ile tanışılmalı.

Bu tarih tanıtılmalı.

Bu şehitler anlatılmalı.

Bu şehitler örnek alınmalı.

Çocuklarımız, gençlerimiz ve hepimiz bu azizlerimize bakmalıyız.

Her anını, her imkanını İslam'a feda eden bu yiğitleri tanımalı ve tanıtmalıyız.

Şehid Yasin ve arkadaşları gibi meyveler veren bu ağaca bir daha bakmalıyız. O ağacın köklerini kanlarıyla sulayan bu canları tanımalıyız.

Şehid M. Zeki’nin cami sevdasını ilmek ilmek işlemeliyiz. Yaz sıcağında sabahtan akşama kadar çalışma yorgunluğuna rağmen 9 km yol yürüyüp camiye koşan bu Kur'an bülbülünü anlamalı ve anlatmalıyız.

Gözleri açık giden Şehid Fuad’ı anlatmalıyız. “Gözlerin arkada kalmasın. İşte binlerce Fuad kanınla dirildi” ahlakında gençler yetiştirmeliyiz.

Sadece gençlere değil; annelere, babalara, bacılara herkese tanıtmalıyız.

Kitabı alıp okuyalım demek ile elbette bu kitabın hakkını veremeyiz. Kitabın hakkını, okuyup yaşamak ile ancak verebiliriz. Şehitlerimize vefa borcumuzu davalarını sürdürmekten başkaca bir şekilde de veremeyiz zaten.

Ömürlerinin baharlarında karakış yaşamış; ama bizlere baharlar bırakmış tüm şehitlerimize, muhacirlerimize, Yusufilerimize selam olsun.

Arkalarında gözü yaşlı bıraktıklarına selam olsun.