Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Rasulullah -aleyhissalatu vesselam- bir gün ashabına:
“Sizin üzerinize milletler (Müslüman olmayan) adeta bir yiyeceğe üşüşür (vahşi hayvanlar) gibi üşüşecekler.” buyurdu. Orada bulunanlardan birisi şöyle dedi:
“Bu durum bizim azlığımızdan mı olacak?” Rasulullah (SAV): “Hayır! Bilakis siz çok olacaksınız. Fakat sizin çokluğunuz suyun üzerindeki çer-çöp gibi olacaktır. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu sökecek de, sizin kalbinize vehn bırakacak.” Orada bulunanlardan birisi, “Vehn nedir ey Allah’ın Rasulü?” dedi. “Vehn, dünyayı sevmek ve ölümden hoşlanmamaktır.”
Bin yıllar öncesinden günümüze dair ne güçlü bir öngörü… Ama maalesef ki hoşumuza gidecek, lehimize bir durum değil.
İslamiyet’in ilk yıllarındaki o azlığa bakarak ne kadar da çoğuz. Ancak o az sayıdaki Müslümana bakarak ne kadar da kalitesiz… Bazen bu durumu eski aletlerle teknolojik aletlere benzetiyorum. Dik bir dağ yolunda birçok son model araç arıza yapıp kalırken, bir bakıyorsunuz ki çok eski model bir araç basmış geçmiş. Eski ev eşyalarımız da kaliteliydi, kolay kolay bozulmazdı. Şimdi bilgisayarlı ama plastik, dandik, bozulmaya çok müsait birçok ürün piyasada bir sürü… Çok fazla ama kalitesiz…
Müslümanlar olarak biz de böyleyiz. Bozulmaya müsait, kalitesiz, zayıf… Dünyaya dair çok fazla planımız var. Belki bu planlarla ahireti de kazanmaya çalışıyoruz tamam ama ya dünya ve ahiret planlarımız çakıştığında?
Filistin, Doğu Türkistan ve benzeri yerlerdeki mazlum kardeşlerimize birey olarak güçlü bir yardımda bulunamıyoruz, evet. Halk olarak baskı yaptığımız devlet büyükleri de bizi görmezden ve duymazdan geliyor. Böylesi büyük planları bir kenara bırakalım, tamam. Peki, dünya sevgimize ne demeli? Vehn hastalığına tutulmuşuz.
Tesettürümüzle iş yaşamımız zıt düştüğünde tercihimiz hangisinden yana oluyor? Bundan on-on beş yıl önce bu sorunun cevabı belliydi. Ancak şu devirde kapalının gerçekten kapalı olup olmadığı bile belli değil. Toplu taşıma aracında yer bulamamış, ayakta bekleyen belki de bulduğu ilk yere yanında duracak olanı önemsemeden oturacak kişilikteki kadınlardan ne bekleyebiliriz ki?. İyi veya kötü fark etmiyor. Tercihi de hep ilgi çekici hallerden yana…
Okul hayatı İslami yaşamıyla çakışan biri, tavizini hangi tarafa verecek?
“Sadakat ve güven olmazsa olmazım! Para benim için önemli değil!” diyen hanım kızlar, kendilerini istemeye gelen fakir ama tertemiz bir gence nasıl bir karşılık verecek? Diğer her şeyi de böyle hesap edin lütfen.
Bitirirse bizi bu dünya sevgisi bitirir. Rabbim muhafaza buyursun.