Yılbaşı kutlamaları Müslümanlar için bir zillettir
Üç gün sonra Miladi 2024 yılın son takvim yaprağını da koparıp 2025 yılına “Bismillah” diyeceğiz inşallah.
Dolayısıyla yeni bir yıla girme şükrünün edası için Rabbimize hamd edip geçen bir yılımızın muhasebesini yapacağız.
Ancak köhnemiş batı zihniyetini taklit ederek yeni yılı kutlama diye bir papanın uydurması olan sözde Noel Bayramını kutlayan yığınla kişi de yok değildir.
Sözde yılbaşı kutlamaları adı altında içki tüketimi, her türlü ahlaksızlık, insanı tiksindiren görüntüler ve katlanan suç oranları ile karşı karşıya kalıyoruz.
Peki, Noel bayramı kimin uydurmasıdır ve bununla ne amaçlanıyor?
Hz. İsa'nın doğumu ile ilişkilendirilen “Noel bayramı” Saint Nicola isimli papazın uydurmasıdır. Batı emperyalizmi, Noel Baba'yı; yardımsever, kurtarıcı ve yılbaşı gecesi çocukları sevindiren güleç yüzlü bir ihtiyar olarak lanse eder. Amaç bu sevimli ihtiyarın şahsında Emperyalist ideolojinin yardımsever, kurtarıcı olduğunu bilinçaltına yerleştirmektir.
Unutulmamalıdır ki Noel ba(r)ba(r)ın sevimli yüzü sahte bir maske, kırmızı pelerini ise kanlı bir örtüdür. O pelerinin altında emperyalizmin kirli dünyası vardır.
Soruyorum; yaklaşık yüz yıldır Filistin'de yüz binlerce masum insanı katleden ve son 15 aydır da Gazze’de soykırım yapan siyonist işgalcileri himaye eden kimdir?
Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de öldürülen yüz binlerce Müslüman'ın, on binlerce çocuğun kanında kimin eli vardır?
Bundan birkaç yüzyıl önce Avrupa'da Ortodoks ve Protestanların vahşice katliamları ve kıyımları sonucu öldürülen milyonlarca insanın katili kimdir?
Yine soruyorum, bütün dünyada direkt ya da dolaylı olarak yapılan bütün işgal, katliam, dejenerasyon, kültür kaymasını kim yapıyor?
Evet, bütün bu vahşet ve katliamları yapan emperyalist Batı'nın kirli ideolojisidir.
Diğer taraftan bu gecede katrilyonlarca kazanç elde eden kapitalist zihniyet, bir taşla birkaç kuş vuruyor. İşin en acı tarafı ise, Müslümanım diyen insanların da bu tür oyunlara alet olmasıdır.
İslam coğrafyasındaki yılbaşı kutlamaları Müslümanlar için bir zillettir, kişiliksizliktir, bir kimlik kaymasıdır. Bu kutlamaların sosyolojik boyutu, akide boyutu, israf boyutu, kültür-medeniyet yozlaşması boyutu gibi birçok boyutu vardır.
Türkiye'de 26 Kanun-ı evvel 1341 (26 Aralık 1925) tarihinde, Müslümanların Hicri takvimi yasaklanarak, yerine Hıristiyanların Miladi takvimi kabul edildi.
Dolayısıyla yılbaşı günü de Hicri 1 Muharrem yerine Miladi 1 Ocak oldu. Böylelikle, Noel (yılbaşı) kutlamaları da bir geleneğimizmiş gibi meşrulaştırılmaya çalışıldı.
Bütün bu sorunların temelinde sistem vardır. Bilindiği üzere; 1400 yıllık İslam medeniyetimize rağmen Alman hukuku ile cemiyetimiz tanzim oluyor, İtalya hukuku ile ceza görüyor, İsveç hukuku ile evlenip-boşanıyor, Yahudi ticaret kanunu ile ticaretimizi yapıyoruz. Sadece öldüğümüzde İslam Hukuku'na göre defnediliyoruz. Hayat-ı İctimaiyesi bu kanunlara göre şekillenen bir toplumda bu denli değişim pekâlâ mümkündür.
Çözüm ise, inanç sistemimize dayalı kanunların hâkimiyeti, dolayısıyla sosyal hayatın İslam hukukuna göre şekillenmesiyle mümkün olacaktır.
Mevcut şartlarda bu gece için bir şeyler yapılacaksa; öncelikle yıllık nefis muhasebemizi yapmalıyız, Mekke'nin fethi programlarına iştirak etmeliyiz ya da Hz. İsa ve Hz. Meryem'in örnek hayatı ve mücadelelerini okuyup işlemeliyiz.