Bilindiği gibi Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” beş aydır toplantılarına ve çalışmalarına devam ediyor. Oy birliği ile alınan kararla da Komisyonun görev süresi iki ay uzatıldı. Yani 2026 Şubat ayı sonuna kadar Komisyonun çalışmaları devam edecek.
Doğrusu müzminleşen “Şiddet Sorunu” ve “Kürt Meselesi” ile ilgili TBMM bünyesinde yapılan bu çalışmalar çok kıymetlidir. Her ne kadar taraflar nezdinde ciddi bir güvensizlik sorunu olsa da kamuoyu büyük bir ümit ile sonucunu bekliyor. Hatta süreçten ümitli olan birçok kişide, “süreç başarılı olursa hem Türkiye hem de Irak ve Suriye’ye büyük katkısı olur” kanaati hâkimdir.
Komisyonda bulunan partiler geçen hafta raporlarını meclis başkanlığına sundular. Her parti kendi bakış açısına göre, PKK’nın silah bırakmasını, durum tespitleri, geçmişten beri yapılan hatalar ve çözüm önerilerini bir bir sıraladılar. Tabi her parti kendi raporunun içeriğini ve tespitlerini sosyal medya başta olmak üzere yazılı ve görsel medya aracılığı ile kamuoyuyla paylaştılar, paylaşıyorlar.
Kimi partiler kodlanmış devlet hafızasına göre adım atıp devlet aklının durduğu yerde duruyorlar. Dolayısıyla üniter devlet yapısına vurgu yapıyor ve bu vurguyu ön plana çıkarıyorlar. Böylece statükoyu koruma refleksinden öteye gidemiyorlar.
Kimi partiler de süreci kendi parti ya da savunduğu ideolojinin lehine evirmeye çalışıp bu süreçten nasıl daha karlı çıkarız hesabını yapıyorlar.
Oysa bu süreç Kürt ve Türk halkının kardeşçe yaşaması, geçmişteki tarihi birlikteliklerinin daha da perçinleşmesi ve bundan sonra da bu kardeşliğin devam etmesine katkı sunmalıdır.
Bu çerçevede partilerin meclis başkanlığına sundukları raporları incelemeye çalıştım. Tek kelimeyle HÜDA PAR’ın raporu tam bir çözüm reçetesidir.
Her şeyden önce bu raporu hazırlayan ve emek veren HÜDA PAR’a müteşekkiriz. Bu bakış açısı ve bu ruh ülkeye hâkim olursa sadece Türkiye’de değil belki bölgede huzur ve kardeşlik hâkim olur.
Öncelikle şu hususu belirtmek isterim, konuya duyarlı olan herkesin HÜDA PAR’ın raporunu baştan sona okuması gerekir. Tarafsız, somut verilerle durum tespitleri, sorunların sebepleri ve çözüm önerileri tek tek sıralanmış.
Birkaç cümle ile HÜDA PAR’ın 50 sayfalık raporu ve devamında 7 sayfalık Kanun Teklifi Taslağını özetlemek gerekirse; Rapor iki ana bölüm ve Kanun Teklifi Taslağından oluşuyor.
Birinci bölümde; “Türkiye’nin Şiddet Sorunu” işlenmiş. Alt başlıklarında da; süreç ile ilgili tartışmalar, beklentiler ve endişeler işlenmiş. Bununla beraber PKK ve şiddet gerçeği, bölgesel gelişmeler ve dış müdahaleler ile sorunun çözüm önerileri bir bir sıralanmış.
İkinci bölümde ise; “Kürt Meselesi” işlenmiş. Alt başlıklarında; Kürt-Türk ilişkilerinin tarihsel arka planı, Kürt meselesinin mahiyeti, muhataplık meselesi ve toplumsal temsil, çözümün temel ilkeleri ve çözüm önerileri işlenmiş.
Raporun sonunda da “Feshedilen veya münfesih sayılan terör örgütleri hakkında kanun teklifi taslağı” hazırlanmış.
Doğrusu raporu okuyunca bir Kürt olarak hem tarihten okuduğumuz ya da büyüklerimizden dinlediğimiz ile son 40 yılda yaşadıklarımız bir bir gözümün önünden bir şerit gibi geçti.
Bir kez daha anladım ki bu raporu hazırlayanlar sahaya çok hâkim ve milyonların duygularına tercüman olmuşlar.
Teşekkürler HÜDA PAR.