Külliyenin Çatısı
Türkiye`deki cumhurbaşkanları, Sayın Erdoğan`a kadar,Ezankaya`nın Çankaya`ya dönüştürüldüğü yerdeki köşkte oturdular. Batı`nın ufuklarına bakarak cumhuru anlamaya çalıştılar; anlayamadılar.
Çankaya;emniyetsiz, ecnebi ve yorgundu. Merhum Özal; duvarlarına endişeyle dokunarak “dinleniyoruz..” demişti.
Erdoğan, Külliye`ye taşındı. İslam tarihinin, yabancılık çekmediği bir isime. Minberi, mihrabı, minaresi, ezanıyla..halka yönelen bir adrestir Külliye.
Sayın Cumhurbaşkanı; “camiler kışla..” derken, aslında “dindar nesil..” demişti.
Anadolu,böylesi bir yüreğe güvendi. Kimi seçimlerde ufacık dersler verse de genel anlamda; güzergâhındaki “molozları kaldırdı, haramilere dersverdi.15 Temmuz ihanet Darbesi`nde, FETO Casuslarının karşısına, tankların yoluna çıktı;şehit oldu. Tekbir, sala sesleriyle şeytan ve dostlarını zelil etti.
Ne de olsa dindar ilk Cumhurbaşkanı olan merhum Özal`dan sonra tanınan ikinci dindar hem de İslamcı bir Cumhurbaşkanıydı.Güçlenip İslam`a hizmet etsin diye gücüne güç kattı. “Eli nasırlılar, göbeğini kaşıyanlar, bidon kafalılar; mahrum ve muztaz`aflar(!)” onu, cumhurbaşkanı makamının üstü olan “Partili Cumhurbaşkanı yani BAŞKAN” da yaptı.
Olsundu; değerdi. Cumhuriyetin kuruluşundan beri hep kaybeden halk; tüm bunları, kaybettiklerini geri alabilmek için yaptı.
Sayın Başkan, Hindistan dönüşü; dindar camialara yönelik yorumlar yaptı. Asıl maksadını elbette kendisi bilir ama sözlerinde kimi camia ve yerlere mesaj mahiyetinde keskin ifadeler vardı.
Özeltle; “…geçmişte destekleyenlerin, desteklerini aynen sürdürdüklerini düşünmüyorum.. ibreleri değişti. (arkadaşlıkta), mezara kadar gidilir. ‘İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor`deniliyor. Partide İslamcı olup olmamak ayrımı yapmak istikrarsızlık getirir. (Bu şikayetler) Sıratı müstakimden sapmadır… Tekkeye müritalmıyoruz… Dürüst ilkeli vatansever, parti ilkelerine uyacak insan arıyoruz. …kimse uluhiyet davasına girmesin!”
Sayın Başkan; bu ifadeleriniz, “ürkütüyor, düşündürüyor, umudumuzu kırıyor” bilesiniz.
“Şimdi destek vermeyenlerin” ekseri, geçmişte sizin “ne istediniz de vermedik” dediğiniz paralellerdir.Bu Paralellerin; ihanet ve “Sızıntı”-larını yıllarca haykıran; canından malından, makamlarından olan,müebbetler yiyenlerin feryadını duyamadınız.
Duyamazdınız, çünkü etrafınız, bu gün kınayarak rahatlayamadığınız Beyaz Müslümanlarla(!) sıkı örülmüştü.
“Sıratı Müstakim..” diyorsunuz. Yıllardır; bakan atıyor, kadrolaşıyor ve ihanetlere uğruyorsunuz. Emanetin ehline gitmediğine inanın. İstemeye utananları, hiç istemeyenleri de artık görmelisiniz.
Etrafınızdaki çoğu İslamcıların sınıfta kaldığı doğru. Tamamen güvenip etkin kıldığınız birileri, madem yargısız infazlar ediyor; o halde herkese kapıları açın, beyaz-zenci oluşmasına fırsat vermeyin.
Unutmayın; tüm iktidarınız boyunca bekçi bile olamamış çevreler vardır.
Bu ülkede birileri; “laik/faşist”kimliğiyle, ekseriyeti Müslüman olan bir ülkeyi yönetebildiyse; sizler de lütfen “İslamcı”kimliğinizle yönetebilin, sıkılmayın. Buna, sizin de halkın da hakkı vardır.
“Tekkeye müritalmıyoruz..” ifadesi ürkütüyor; biraz da derin kokuyor.
Bilmediğimiz dış/karanlık baskılar mı bunalttı? Çok mu yalnızsınız? Küresel ve yerli işbirlikçilerinin şerrinden emin olmak için “dostları/yerliyi..” ürkütmeniz mi gerekiyor?
Canınız sağ olsun ama güvendiğiniz halk, korkusuzdur bilesiniz.
İnanın; bu “garip dinin garip halkı” gerekirse yine desten yazar. Yeter ki “lider taşın arkasına saklanmasın.”
Bilirsiniz; “Medeniyet dediğin (ürkütücü olsa da aslında, tükenmiş) tek dişi kalmış (bir) canavar” gibidir.
Endişelenme. Haçlıve paralellerinin ürktüğü güç, şahsınızı her defasında sandıkta şahlandıran,Garpperestleri sandığa gömen dindar Anadolu halkıdır. Düşman kavileştikçe cesareti bilenir; bayram havasındaşahadete gider.
Sizler; dindar nesil demiştiniz. Bu gün şeytanların tuzağı en zayıf raddede ama Din-i Mübin`e lakaytlığımızdan ve zaaflarımızdan cesaret alıyorlar.
Yanlış seçtiğiniz “ihlas ve ibadet kaçkını, seccadesinde gözyaşıyla tanışmamış, alnı secdede mühürlenmemiş”Müslümanlardan dolayı; Rabbiyle ahitleşmiş, adlini yerine getirmiş veya ahde vefa için sırasını bekleyen Müslümanlara”güvenmemek, Gayretullah`a dokunur. Arayan ve isteyen bulur.
Kazanmaya çalışsak da düşmanlarımız bizleri asla sevmezler. Kelle almak için tetiktedirler. Sıklaştırmadığımız saflarımızdan mahremlerimize sızarlar.
Türkiye; bekası için dindar halkla yürümek ve dindarlaşmak zorundadır.Anadolu; İslamcı herkese kapısını açan ama İslamcılarla adalet dağıtan İslamcı liderler için bedel öder. Hakk`ın Dinine yardım edersek; “yardım Allah`tan, zafer yakındır.” Dua ile.