Dünyada tanınmış toplam 195 ülke bulunmaktadır. Bunlardan 193’ü BM’ye üye, ikisi gözlemci üye; Kutsal makam Vatikan ve Filistin. Meselemiz; israil ile Filistin.

israil: Tanımı, sınırları, ilkeleri.. belirsiz olsa da dünyadaki birçok devlet tarafından “devlet” olarak tanınmış. Esasen tanınmaya ihtiyacı da yok! Çünkü hâlihazırda devlet dışı bir yapı olarak küresel sermayeyi temsil etmekte, temsil edemediklerine de tesir etmekte.

Zamanın küresel gücü İngilizlerin projesi ile bölge zenginliklerinin kontrolü için oluşturulmuş bir karakol. Meskûnlarının ekseriyeti, İkinci Dünya savaşıyla beraber elindeki çantayla Hayfa Limanı’na gelen kılıç artığı Yahudiler..

Kadim mazideki 60-70 yıllık iki devlet dışında devletleşememiş, başka ulus ve dinlerin egemenliğinde yaşayagelmiş bir azınlık.

Devletleşemediler çünkü, en büyük düşmanları kendi akıl ve karakterleri... Tıpkı bugün olduğu gibi!..

İşte o israil ve Filistin:

israilin sınırları var ama belirsizdir. Bu milletin sınırları; an itibarıyla elinde bulundurduğu sınırların hep ötesindedir. Mit ve efsanelerde anlatılan sınırları ötelerin ötesinde..

Mısır’ın Sina’sı, Nil’in mümbit vahaları!.. Beyrut’un çiftlikleri, Lübnan düzlükleri.. Bir rivayete göre Suriye’nin tamamı hatta Anadolu’nun güney kesimleri!.. Çünkü buralar Fırat-Dicle ve Nil arası!..

İşte!.. israilin hudutları için yok yok!.. Nabî’nin şiiri:

"Bende yok sabr u sükûn, sende vefadan zerre/ İki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre."

Malum, “iki yok’tan” çıkacak olan “var” kelimesidir. Her an her yer bu meretin sınırları olabilir.

Filistin, yaşadığı coğrafyanın öz yerlisi. Kadim çağlardan beri özellikle Emevilerden Osmanlılara kadar, Kudüs ve Aksa’yı da kapsayan geniş bölgenin resmi kayıtlardaki adı. Son yüzyılda da her devletin tanıdığı ancak yok hükmünde saydığı; pazarlık masalarında pazarladığı, işgal ve katliamın bitmediği diyarın adı…

Yetimler diyarının “milli marşı, meclisi, para birimi, uluslararası kodu..” yok.

Devleti oluşturan “yasama, yürütme ve yargısı; uluslararası kurumlarda” temsiliyeti yok. israil ise bu kurumları tehdit ediyor, yaptırımdan bahsedebiliyor.

Filistin’in para birimi yok; başkenti, meclisi, ordusu.. kağıt üstünde! 15 Kasım 1988 tarihinde başkenti Kudüs, resmi dili Arapça.. denilse de pratikte yok.

Bir ülkenin vatandaşları için mutlaka sağlaması zaruri olan “can, mal, namus.. güvenliğini” sağlayabilecek imkanı yok.

Bir devletin dost ve düşmanları olur! Filistin’in düşmana rahmet okutan dostları var.

israil ise yukarıda saydığımız, sayamadığımız nice milli veya uluslararası kurum, güç odakları, bunların da ötesinde küresel meşruiyete geçirdiği kanlı dişleri var.

Çünkü bu illetli kavmin zihniyeti şudur: “dünya tapumuzdur; insanlar da bize hizmet için yaratılmış aşağılık mahluklardır!”

Yani dost ve düşmanları hakikatte yoktur, olamaz da!..

Tam da bu yüzden şu notu da düşelim: Yeryüzünde en çok tehcir, infaz, soykırım ve ilahi lanet gören yegâne kavim Yahudilerdir.

Şeytan’ın mirası o zihniyet; yine o felaketine yürüyor ama son ve en büyüğüne! Vesselam.