• DOLAR 35.322
  • EURO 36.443
  • ALTIN 3004.34
  • ...

Müslüman halkların kahir ekseriyeti özellikle de Ortadoğu, bir asırdır öz vatanında kayıplarını arıyor.

“Hilafetle yitirdiği birliğini; eli tetikte jandarmalara, mayınlı tarlalara, beton surlara takılmadan aşacağı hudut boylarını; halkını korku olarak görmeyen devleti; mazlumun hukukunu koruyan adaleti; sefaletin olmayacağı saadeti; ırk, mezhep ve farklarıyla barışmış şeffaf siyaseti…” arıyor!

Müslüman bir ülkedeki sorunları alın -kes yapıştır metoduyla- herhangi bir ülkeye yapıştırın. Göreceksiniz, siyam ikizleri gibi çoğunun durumu aynı!..

“Terör tanımları, beka meseleleri, korku ve güvenlik tedbirleri, vatanseverlik tanımları..” aynı! Bu korkularla yüzleşmek isteyen de yok!

Neden yüzleşsin ki? Zaten bu korkular üzerinden geçiniyor; durumdan vazifeler çıkarıyorlar!.. Korku değil, İsviçre Çakısı… İstediği zaman, istediği şekilde kullanıyor

Ne gariptir ki bu tanımlar; Siyonist Terör Çetesinin tanımlarına benziyor(!)

israil terör çetesi; Gazze’yi işgal etmiş, yerle bir etmiş. Dünyadaki tüm makul yasalara göre dokunulmaz olan yerleri yakıp yıkıyor!..

israilin gerekçesi şudur? “Terör tehditi var… Güvenlik endişelerimiz..” diyor. “Tehdit bitmedikçe de devam edeceğiz” diyor.

Bu, şu demektir: “İstediğim gibi katleder, işgal ederim..”

Bu cinayet şebekesini durdurmanın yolu nedir?

“Ey Netanyahu!.. Bebek katili!..” gibi SÖZLERLE durmayacağı belli! israili durdurmanın tek yolu; onun ticaretine, siyasetçilerine, işgallerine karşı kullanılacak fiili bir güçtür! O, güçten anlar!

 “Mehmetçik Gazze’ye!..” demeye gerek kalmadan  Siyonist terör o zaman kendisi durur!

Suriye’de çözüm nedir?

“Af” dedik ama bunun bir sınırı olacak tabi! İnsanı öldürmek için akademik çalışma yapmış cellatlara, masumların dünyasını zehir edenlere en ağır ceza/kısas.. Adl-i İlahî’nin gereğidir. Zinhar icra edilmeli!

Öte yandan ırk ve mezhepleri gerecek, tahrik edecek; ayrıştırma ve iç çatışmaları ateşleyecek her söz ve fiilden kaçınılmalıdır.

“Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme!”(A’raf-199)

İslami, insani ve vicdani olan da budur!

Haçlı;  çatışan, iç huzuru bulmamış; kan ve gözyaşı içindeki bir Ortadoğu ister! “Mü’min ise bir iğnenin deliğinden iki kere sokulmaz ve ferasetlidir!”

Yani Suriye’de öc alma değil; birlik ve beraberlik, kardeşlik için zehir içme ve af zamanıdır!

Kürt Meselesinde adalet dedik.

Kürt diye bir milleti, Kürdistan denen bir coğrafyayı artık kabul etmemiz lazım. Bu, zaten yakın mazinin 1000 yıllarında vardı. Şu an İran’da, Irak’ta ve bir şekilde de Suriye’de Kürdistan diye bir coğrafya var. Anayasal olarak da tanınmış diyebiliriz.

Türkiye; imparatorluk mirası üzerine kurulu; emperyalist istihbaratların her türlü ifsat ve provokasyonlarını görebilecek bilgi, birikim ve tecrübeye ve cesarete de sahiptir.

“Ders alınsa tarih tekerrür etmez” derler! Doğrudur. Yarım asrı heba etik!..  Buna rağmen hala Ataların ret/inkar, asimilasyon ve katliam plan ve projelerini konuşmak aklı selime ve Hakk’a ziyandır.

Kürtlerin dünyanın bir yerindeki her kazanımını tehdit olarak değil, kardeş bir milletin kazanımı olarak bilmek lazımdır.

Türkiye, Kürt fobisini oluşturmamalıdır.

Türkiye Kürtlerinde, İslami ve insani sınırın ötesini isteyen bir kitle yok. En azında muhafazakâr ezici çoğunluk böyledir. Bu da tevhid ve beraberlik demektir. Adil bir Türkiye’nin birliği ve beraberliği için her bedele katlanan bir Kürt kitlesi vardır.

Türkiye; korkularıyla yaşayamaz. Korkularıyla yüzleşir, korkularının üzerine adaletle giderse; büyük Türkiye olur. Adaleti bulmuş mamur bir Türkiye’deki Kürtler ise sair Kürtlerin de aklıselimi olur. 

Rabbim emperyalist istihbaratların oyunlarını bozacak basiret ve cesareti versin; devlete ve kardeş her millete! Vesselam.