Slogan ve Sembollerdeki Müflis Siyaset
Dünya; mahalli, bölgesel ve küresel anlamda bir arayışta! Çıkış arıyor. Bulmakta zorlanıyor. Bir tarafta son yüzyıldır dünyanın zenginliklerine diş geçirmiş Kapitalist Siyonist Sermaye diğer tarafta kendini arayan dünyanın ötekilerinin karşı arayış ve atakları…
Süreç zorlu geçiyor. Daha da şiddetlenecek. Çünkü herkesin olan dünya zenginliklerini gaspetmiş azgın güruh paylaşmaktan yana değil. Gözyaşı, göç, kan ve can istiyor!..
Taraflar teslim-i silah etmeyecek! Hakk saklasın belasından ama bela kapımızda!
Hakikat ise haklı savunmasını dahi yapamıyor hatta yer yer postmodern cahiliye ile uzlaşmaya, ortayı bulmaya çalışıyor ki bu da asıl felaketin habercisi!
İlahi Ölçü... İşte:
“1-De ki: Ey kâfirler! 2-Ben sizin taptıklarınıza tapmam. 3-Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz... 6-Sizin dininiz size, benim dinim bana.”
Fakat bu, işin hakikati, ilimsel yönü. Bir de işin filimsel/batıl yönü var ki haklı olduğuna inanıyor! Çünkü güçlü(!) İş bu acib asırda da güçlü olan haklıdır hem de çok(!)…
Hak ve hakikat cephesi mi? Çocukların tekerlemesinde:
“Dandini dandini dastana! Danalar girmiş bostana!” ama bir Allah’ın kulu kalkıp “Kov bostancı DANA’yı/ yemisin lahanayı” demeye cesaret de edemiyor!
Lahanadan geçtim, bostanımız talan oluyor!...
Bostan sahibinin feryadı var ama evin bodrumunda!... Cılız, ürkekçe…
“Hırsız vaar!..”
Belli ki yavuz hırsızdan dayak yaman yemiş!...
Gelelim “slogan ve sembollere sığınmış, sıkışmış siyasete!”
Küresel anlamda, Siyonist sermayeli Kapitalizmin siyaseti sevk ve idare ettiğini demiştik. Sembolü gamalı haçın varisi Davud Yıldızı’dır! Hakk’a, dünyanın sessiz çoğunluğuna karşı “kördür, sağırdır, dilsizdir” ama aslında “görüyor, duyuyor, konuşuyor..” ancak kendi şer yuvasında, ininde!
Mütevazı bir çıkar için yakıyor, yıkıyor, ciğer dağlıyor ama başaramayacağı da kadim bir hakikat!
Şükür ki bu şer yuvasına; bu lanet ehrimanların, karabasanların inine Filistin Direniş CEPHESİ bir gece ansızın girdi! Asırlık sihri bozdu! 7 Ekim 2023’ten beri “Müminlerin ilki oldu!” Dünyada uyandırdığı “küresel vicdan, insanlık onuru” da aynı Hakikatin İkinci Sesi belki de “Müminlerin İkincisi” olma yolunda!
Bölgesel anlamda siyaset özellikle halkı Müslüman ülkelerde hususen de Anadolu’mda postmodern cahiliyenin izinde. Çaresiz, aciz, muannit, amatörce hem de Avrupa sahalarında mahallinin de ötesinde sokak arası işporta!.. Bitpazarı…
“Sêvê gundê me erzanin/ Warin sêva! Warin sêva!/ Çi bistînî milyonek!” (Eski tabirle) Bir azınlık bağırıyor. Çoğunluk sessiz… Derken meydan azınlığın...
“En ağır başlısının bir zili eksik, belli!..”(Akif)
Her Müslüman millette yeni milli kahramanlar, semboller meydanda! Cahiliyeden kalma hafriyat ve moloz!..
Belediyelerin işi zor!..
Hitler’i, Mussolini’yi; yurtlarını felakete götüren adetler şimdi vahyin diyarında!..
Mesela şu Bozkurt’u, Kızıl Elma’yı; cinayetleri.. aklanmaya çalışan Bizimkiler(!)… Piyango satıcıları olmuş!.. Muhafazakar kimi haber kanalları utandırıyor!..
Ne oluyor insanlar? Ey iman edenler!...
Bozkurt da, Kızılelma da Türkiye’deki her kesimi tüm Türkleri dahi temsil edemez!
Mesela İslamcı kesimi; sol liberalleri; sahadaki ekser partileri temsil etmez! Bir partinin kullandığı bir sembolün ortak bir değer, kutsal gibi işlenmesi…
“Yazıktır, günahtır, cinayettir!...”
Kürdü mü? Şerm e lo!.. ''Kürdüm diye ta'n etme beni! Kibarım! Bir kelle soğanı Bin kızıl elmaya değişmem''(Bediüzzaman)
“Size ..din olarak İslam’ı seçtim!” O halde dünya ve ahiretimizin kurtuluşu için tecdîd: Lailaheilallah… Wesselam.