Beka Sorunu ve Erdoğan Bitmemişken
“Beka Sorunu’nu” ilk vurgulayan ve hassasiyetlerinin mucidi Sayın Cumhurbaşkanıdır. FETO’yla topyekûn savaş konusunda da –Doğu’daki Muztaz’afları hariç tutarsak- durum aynıydı.
Başta Sayın Erdoğan’ın çevresi olmak üzere, muhafazakâr çevrelerin ekseri, FETO’yla mücadelede aşırı gidildiğini savunagelmekteydi. Her kes; paralel işlerden dolayı şaşırmış, ürkmüş ama “Sağdan Yanaşan Kimliği Gizli Şeytan(FETO)’nın” profesyonelce masumane(!?) kimlik ve algısından dolayı; “hatalı(?) olabileceğini ama bu kadar da suçlu olamayacağını” söyleyebiliyordu. Çünkü Şeytan, katlettiği ne varsa onun ağıtını da yakıyordu.
“Bu ifritten sualin kılını çekmez(di) akıl!” İnce akıl, derin feraset gerektiriyordu.
Ne oldu? “Tape, şantaj-montajlar” oldu. Özellikle Kürt bölgesinde sabıkalar bozuldu, infazlar yapıldı, müebbet mahkumiyetler verildi; en masum hayaller ateşe atıldı.
En son zirveye; kritik makamlara kast etti. 15 Temmuz İhanet Darbesi’ne kalkışarak kulun tedbirini tüketti. Gayretullah’a dokundu, perçeminden yakalandı elhamdülillah!
Güzel toplumlumuzun ezici çoğunluğu, bilerek bilmeyerek oyuna geldi. “iyiliği emretme, kötülüklerden nehyetmek” gibi bir vazifemiz varken; sorumlu davranmadık.
Bediüzzaman; M. Kemal’e dahi; “Paşa! Ecnebiler, zındıklar; sizin dine olan lakaytlığınızdan hayli istifade etmektedirler..!” uyarısını yapabilmiş. Kardeşlerimizin hatalarına ve ihanet çetelerine karşı susmamız; gafletten değilse ihanet olmaz mı?
Ayı ortadayken, izini süremeyiz. “Ayıptır, günahtır, cinayettir!”
“Müminin ferasetinden sakının çünkü o, Allah’ın Nuruyla bakar” ve “Mümin, bir delikten iki kere sokulmaz!” Hilafetten sonra, kaçıncı kere aynı zehirli iğne?
Seçimde, Türkiye ve dünyaya mesaj verebilecek merkezlerde belli ki profesyonel işler olmuş.
Yapılan karşılaştırmalarda sadece 309 sandıkta 17410 oy başka partiye yazılmış. Hatalar, çoğunlukla sıra veya sütun kaydırma sistemiyle yapılmış. Yargıya “yanıldık” diyebilmek için.
Bir patinin ilçe başkanına verilen 100-200(?) oydan; aynı partinin büyük şehir başkanlığına (1) veya (0) oy verilmiş. Hasılı kelam, sandık sonuç tutanakları ile sayım döküm cetvelleri farklı.
Nemalanacak başkan adayı ise “iradeye saygıya; halkı fazla germemeye…” çağırıyor.
Ne demek? Tanıdık, organize işler. Milli Şef Miraslarından, üst akıllarından, gizli açık baş başa kaldıkları Haçlı Şeytanlarından aldıklarını irademize uyguluyorlar.
Her şeye rağmen Batı ve dostlarının kimi hesaplarının tutmadığı hatta zora girdiği ender ülkelerden olan Türkiye’nin diz çökmesini istiyorlar, bekliyorlar.
Hedefleri; halkı güdülen sürüye çevirmek; bağımlı tüketiciler yapmak; kaynakları talan etmektir. Herkesin hakkıdır; konuşacağız, itiraz edeceğiz.
ABD’de sadece Florida seçimlerinde üç kez sayım yapıldı. Trump’un “Ruslar tarafından seçildiği; Rusların, seçim sonuçlarını hacklediği; Rus istihbaratının işe karıştığı..” halen de tartışılıyor.
Muhalifleri doğrayanları alkışlayan Suudi medyası bile seçimleri eleştiriyor. Firari Can Dündarların Zurnalarını çaldıran AB; muhalefetin diline destek için küresel yargıyı ima ediyor.
Ne kadar da örgütlü ve organize çalışıyor.
Sayın Erdoğan da şunları görmeli: yolda bulduklarıyla hedefe varmaya, mevcut kazanımları korumaya çalışıyor ama zor. Etrafı, beklenmeyen bir sürprizle çark edecek kişilerle dolu.
Reis’in gölgesinde nemalananların çoğu; halkta bıkkınlık, nefret oluşturmuş; sessiz çoğunluğun umudunu kırmış ve kırmaktadır. Kimilerinde “liyakat yok, duruş yok, omurga yok, vefa yok, zor günde ödeyebileceği bir bedeli” de yok.
Kimi yerlerdeki parti teşkilatları; birbiriyle uğraşan; partinin hatta ülkenin bekasını, bekalarına feda eden zengin, avın keskin nişancısı ama tabansız kişilerle kaynıyor. Fikir ve zikirleri dahi Reis’le taban tabana zıt.
Mazlum dost diyarlardan aldığı yüksek sevgi ve dualarla ileri atılan Reis; çok yol aldı; sevgi ve duanın kıt olduğu, belki de hiç olmadığı diyarlara vardı. Acayiplerin ülkesinde, düşmanlarını kazanmaya çalışmakta. Kazanabilir mi bilmem ama dostlarının zihni toz-duman
“Gözden ırak olan, gönüldende ırak olur” kavlince, duaların yoğunlaşacağı görme mesafelerine zinhar dönülmelidir.
Sayın Erdoğan kaybetse; şer cephesi sadece bayram etmeyecek; yılların kazanımlarına da hücum edeceklerdir.
Bu dinin koruyucusu elbette Aziz’untikam’dır ama gafillerden çok, masumlar ağır imtihanlardan geçecektir. Ayağı kayan halkı Müslüman ülkeler örnektir.
Yanlıştan dönme ve özür, insanı Hakk’a/halka yanaştırır. Günde 70 kez tövbe eden Peygamberin(a) ümmeti ve “ancak kardeşiz” lo! Vesselam.