• DOLAR 34.309
  • EURO 37.398
  • ALTIN 3029.852
  • ...

Terörist israil, karşısında kendisini durduracak bir güç görmeyince kuduz bir köpek misali etrafa saldırıyor. Bir yıldan fazla bir zamandır soykırıma tabi tutulan Gazze halkının içinde bulunduğu acılar arşı alayı titretir vaziyette..

Arap ülkelerinin ihanet derecesinde süren ilişkileri, İslam ülkelerinin hareketsizliği ve Türkiye’nin tek başına askeri bir harekata girişememesi gibi sebepler, terörist israili ABD ve batılı ülkelerden aldığı güçle kudurtmaya yetiyor.

Terör rejimi, karşısına çıkacak bir güç görmeyince sadece Gazze ile kalmıyor, Lübnan’a ve Yemen’e yoğun saldırılar, Suriye’ye yönelik on yıllar sonra düşündüğü siyonist planı işleme koymaktan geri durmuyor.

Çünkü siyonist rejim bile, yaşattığı bu soykırıma karşı İslam ülkelerinin bu denli hareketsiz kalacağını düşünmüyor olmalıydı. Ayrıca Müslüman halkların, insanlığın soykırıma uğradığı Gazze’ye yönelik tepkilerinin barışçıl protesto gösterilerinin ötesine taşınmaması da siyonist terör rejiminin beklemediği bir durumdu.

Her ne kadar dünyanın ne yiyeceğine, ne içeceğine, ne giyeceğine, ne seyredeceğine hatta ABD ve kimi Avrupa ülke yönetimlerini satın alacak kadar gayrimeşru bir servete sahip olsalar da İslam ümmetini, insanlığı, bu denli acizlik içinde bırakacaklarını siyonist terör rejimi bile hayal edememiştir.

Bundan dolayı arzı mev’ud hayali hezeyanını bir bir uygulamaya koyan terör rejimi, Suriye’de yeni bir tehlikeli adıma daha imza attı. Bir gazetenin iddiasına göre siyonist rejim, Suriye’nin güneyinde yaşayan Dürzilerden ve kuzeyde bulunan PYD/PKK’lilerden toplam 35-40 bin kişiye israil vatandaşlığı verecek-miş!..

Böyle bir girişimin amacının ne olacağını tahmin edersiniz.. Siyonist rejim, Filistin ve Lübnan’ı insanlardan ve insani tüm melekelerden kopararak siyonistleştirme çalışmalarını hızlandırmakla birlikte Suriye’de oluşturacağı bu paramiliter güçlerle geleceğin israili için şimdiden Türkiye ve İran’a yönelik çok amaçlı saldırı planları yapıyor. Esad rejimini ise ‘İbrahimi anlaşmalar’ kapsamında olmazsa üç günlük uğraşıya değmeyecek kolay lokma sayıyor.

Diğer bir konu ise HÜDA PAR’ın geçen yıl 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu sonrası Aralık’ta Meclise sunduğu “Çifte vatandaş siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılmasına yönelik kanun teklifi.” Teklif, meclisin kapanmasına iki hafta kala anca getirilebildi TBMM’ye. Teklifin görüşülmesi onaylandı ama bu kez meclis tatile girmişti.

Şu anda yeni yasama yılına gireli bir ay geçmesine rağmen çifte vatandaş siyonistlerle ilgili kanun teklifi hâlâ Meclis gündemine getirilebilmiş değil. Teklifin meclis gündemine taşınabilmesi için grubu bulunan bir partinin teklifi sunması gerekiyor. HÜDA PAR’ın dört vekili var, yani grubu yok. Ak parti dahil diğer partilerden ise tık yok!.

Yani anlayacağınız, çifte vatandaşlığı bulunan siyonistler hâlâ İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den, Bursa’dan hareketle Filistin’e giderek Gazze’de soykırım yapmaya devam ediyor. Maalesef bu durumu elimiz kolumuz bağlı içimiz kan ağlayarak seyrediyoruz.

Türkiye’nin, terörist israilin Filistin’de yaşattığı soykırıma küresel şer güçlerin göstere göstere nükleer silahlarla tehdidi dolayısıyla müdahale edememe mazereti bile sorgulanıyorken, kendi ülkesinden soykırım yapmaya giden siyonist vatandaşlarına müdahale etmemesi gibi bir bahane kabul edilebilir mi?

Daha acı olanı ne biliyor musunuz? Türkiye’nin çifte vatandaş soykırımcı Yahudilere yapmadığını, bugünlerde terör rejiminin Filistin halkına yapmış olması. Filistin topraklarını işgal ettiği yetmezmiş gibi siyonizm terörüne direnen mücahitleri katlettikten sonra ailelerini de sözde vatandaşlıktan çıkaran bir yasayı hayata geçirmiş!

Bu utanç ve vebal, başta iktidar olmak üzere mecliste grubu bulunan tüm partilerin üzerindedir. Dünya ölçeğinde elinde imkan bulunup da harekete geçmeyen İslam ülkeleri ve vicdan sahibi tüm insanlık, bu vebalin altından kalkamayız.