• DOLAR 34.592
  • EURO 36.3
  • ALTIN 2986.839
  • ...

Son bir haftadır Kemalist tek partici ırkçı tayfanın zehirli okları yine HÜDA PAR’a doğrultulmuş durumda. Neymiş efendim; HÜDA PAR anayasanın ilk dört maddesine karşıymış! Kimi meydanlardan kimileri de Tv ve sosyal mecralardan ağızlarından salyalar akıtarak hakaretler, yalanlar dizdiler peşi sıra.

Oysa Yapıcıoğlu, ısrarla ilk dört madde değil sadece 4. Maddede geçen “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddesinin değişmesini istiyoruz demişti. Bunu söylerken de haklı olarak bu metnin kutsal bir metin olmadığını en önemlisi de darbeci Kenan Evren tarafından eklendiğini ısrarla belirtiyor ve ‘Gelecek nesillerin iradesi neden ipotek altına alınsın’ diyor. Her zamanın kendine göre şartları var elbette. İnsan için ne iyi ise olsun.

Ancak geçmişte ülke insanına tek parti diktatöryasını yaşatanların şimdilerdeki temsilcileri, gelecek nesillerin iradesini de esir almayı arzuladıkları için HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu’nun bu söylemine ateş püskürüyor.

Yapıcıoğlu’nu hedef alanların başında, geçmişte Fetö destekçiliğini kameralara söylemekten çekinmeyen şimdilerin Dem’le kent uzlaşı ortağı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geliyor. Özel, Balıkesir’in Susurluk ilçesinde CHP tabanına hitabında “Bayrağa karşılar”mış! Ankara’nın başkent olmasına karşılar”mış! “İstiklal marşına karşılar”mış! Cumhuriyet’e karşılar”mış!.. diyerek yalan konuştu.

Yapıcıoğlu, her konuştuğunu çarpıtıp üstüne yalanlar ekleyerek servis eden tayfayı bildiği için üstüne basa basa, altını çize çize şöyle konuşmuştu; “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, Tamam mı?”

Bu cümle yazılı bir açıklamadan alınmış bir cümle değil ki birileri okuduğunu anlamasın. Yapıcıoğlu’nun katıldığı Rehber Tv’de sarfettiği sözlerin görüntüsü var. Buna rağmen çarpıtarak, bölerek, ekleyerek yalan konuşuyorlar.

Oysa Özgür Özel, kendisi için timsah gözyaşları döktüğü kendinden önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bırakın sadece dördüncü maddeyi Anayasanın ilk dört maddesi için 'değişebilir'' demişti. Üstelik Pkk’ye yakınlığıyla bilinen bir televizyon kanalında yapmıştı bu açıklamayı..

Kılıçdaroğlu söyleyince oluyor da, Yapıcıoğlu söyleyince neden olmuyor! Anayasa yapmak, değiştirmek sadece sizin zihniyetiniz ve dönüştürdüklerinizin tekelinde mi acaba?

Yapıcıoğlu’nun sözlerini çarpıtıp yalanlar dizen sadece Özgür Özel değil. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP’li Mahir Başarır, DP’li Enginyurt ve daha bir sürü Kemalist tapınmacı, ırkçı faşist zihniyet ileri geri konuşarak darbeci Kenan Evren’in 1982’de mevcudu değiştirip, değiştirilemez maddeyi eklediği darbe anayasasını sahiplendi. 

Madem bugüne kadar birçok maddesinin değiştirildiği darbe anayasasını bu denli canhıraş sahiplenecektiniz, neden millete “Yeni Anayasa” yapımını destekler bir görüntü veriyorsunuz?

Can alıcı soru ise şu; Madem mevcut anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemezdi, neden 1921 anayasasının ilk dört maddesi 1924’te değiştirilmiş, 1961’de tekrar değiştirilmiş ve son olarak 1982’de darbeci Kenan Evren yönetimince değiştirilerek “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” 4. Madde eklenmiş?

Bu durumda belli dönemlerde değişebilen anayasa metni için bir diyeceğiniz yoksa 1982’de anayasaya 4. Maddeyi ekleyen darbeci Evren’in iradesini yani darbecileri destekliyorsunuz demektir. Bunun başka bir izahı yok.

“Değiştirilemez” maddesi olduktan sonra Yeni anayasa ‘Yeni’ olur mu? Olsa olsa eskinin yenisi olur, değiştirmenin bir anlamı kalmaz.

Yıllardır Yeni anayasa yapımı konusunda tartışmalar olur ve herkes görüşünü açıklar. Fikrini açıklayan siyasetçiler, her görüşten insanlar. Bugün Kemalist tayfanın HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu’na verdiği tepkiyi ilk dört madde dahil anayasanın tümünün değiştirilebileceği görüşünü açıklayan siyasetçilere göstermemiştir. Bu da bu kirli zihniyetin ikiyüzlülüğünü ve bilinçsizce aparatlığına soyundukları emperyalist siyonistlerle birlikte HÜDA PAR’a yönelik karalama ve itibarsızlaştırma kampanyasını yürüttüklerini ortaya koyuyor.

O zaman malum zihniyete seslenelim; bakın yakın geçmişte Yeni Anayasa yapımı konusunda kim ne demiş;

-TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop: “Anayasanın 2. ve 3. maddelerini de değiştirelim.”

-Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Haşim Kılıç: “İlk dört maddenin cümle yapısı değiştirilebilir.”

-CHP'li Adalet eski Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: “İlk dört madde tamamen değişebilir.”

-Prof. Dr. Ergun Özbudun: “Sadece 1. madde değişmez, diğerleri değişebilir.”

-Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Prof. Dr. Osman Can: “Anayasada değiştirilemez maddelerin bulunmaması gerekir.”

-AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül; “Bir hukukçu olarak anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir. Gerekli nisapla anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilir.”

-BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu: “Anayasada değiştirilemez maddelerin bulunmaması gerekir.”

-TÜSİAD: (1992 Anayasa Taslağı) “Cumhuriyet dışındaki maddelerin değişmezlik kapsamından çıkarılması gerekir.”

 -TÜSİAD: (2011) “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez sözleri yerine değiştirilmelerini nitelikli çoğunluğa bağlamak mümkün.”

-Alman filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in anayasa tanımı ise şudur: “Anayasalar kendi zamanlarının çocuklarıdır. Hiçbir neslin gelecek nesilleri ebediyen bağlamak hakkı yoktur.”

Pkk’nin siyasi ayağıyla DEM’lenince HÜDA PAR’a bir başka höyküren malum zihniyet, şu soruyu da cevaplar mısınız? Neden bu yukarıda isimlerini saydıklarımın Anayasanın kökten değişebileceği fikrini ortaya koymalarına rağmen HÜDA PAR’a gösterdiğiniz tepkiyi vermediniz?

Çünkü HÜDA PAR, “Terörist” diye ifade ettiğiniz HAMAS’ın dostu, siyonist emperyalistlerin ülke içindeki emellerine ket vuran iradenin sahibi, değil mi? Ne oldu; arkaplan dostlarınızı mı açık ettik yoksa? Gerçi sizin için sorun değil, ayaküstü elli yalanla kendinizi aklarsınız! Ne de olsa hitap ettiğiniz kitle yalanlarınızı algılamaya müsait..

Hukukçu değilim ama toplum sosyolojisini bilen ve nabzını iyi tuttuğunu düşünen biri olarak Yeni Anayasa konusunda naçizane fikrim, 2. Madde 1924 anayasa metninde de olduğu gibi ilk üç madde şöyle olabilir;

‘1-Türkiye devleti bir Cumhuriyet’tir.

2- Türkiye devletinin dini İslam’dır.

3-Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçe ve Kürtçe’dir. Bayrağı Ay Yıldızlı albayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.’

Geçmişte her on yılda bir ‘Batının çocukları’ tarafından darbeler yapılarak operasyon çekilen Türkiye “Eski Türkiye” değil artık.. Yüzde 99’u Müslüman halkımıza rağmen batıdan ihraç laikliği referans almaya devam etmek fıtrata, tabiata aykırı, “Türkiye yüzyılı” vizyonunu açmadan kapatmaya sebep bir durum.

Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi Vesselam) kurduğu İslam devletinden günümüze kadar ne kadar İslam devleti hüküm sürmüşse, gölgesi altında yaşayan gayrimüslim topluluklar eman bulmuş, güven içerisinde bir hayat sürmüşlerdir. 

Batılı devletlerle ikili ilişkileri koparmayalım ancak batıdan ithal, tanımı dinsizlik olan Laiklik kavramı anayasaya girmemeli. Bizim İslam medeniyeti gibi büyük bir medeniyetimiz var. İnanç konusunda büyük bir boşluk yaşayan, aile kurumu yıkılan, ahlaksızlıkta dibe vuran Batının öğretileriyle yol alacaksak aynı akıbet bizi de bulmaz mı? Yüzyıldır “Çocukları” üzerinden darbeler yaptıran, aparatlarınca kaos denemeleri süren emperyal siyonist şer güçlerin tahakkümünden nasıl kurtulacağız, nasıl tam bağımsız olacağız, işin en önemli yanı da bu..

Sonra bu ülkenin kurucu unsurları Türkler olduğu gibi Kürt halkı da bu ülkenin kurucu unsurudur.  Anayasaya konulacak ikinci resmi dilin Kürtçe olması, on yıllardır kan ve gözyaşı akıtmaktan başka bir işi olmayan Pkk’nin de varlığını anlamsız kılacak ve aslında Kürt halkı için mücadele kılıfı altında ABD ve siyonistlerin taşeronluğuna soyunmuş bir aparat olduğu ispat olunacak.

Malazgirt’te Alparslan’a Anadolu’nun kapılarını açan, Çanakkale’de Kurtuluş mücadelesinde savaşanlar şehid düşenler, 15 Temmuz darbesine karşı göğsünü siper edenler Türkler ve Kürtlerdi. Bu iki kardeş halk geçmişten günümüze bu topraklarda bir arada yaşıyor. Ticaretleri bir, askerlikleri bir, anne-babadan biri Türk biri Kürt..

Yeni Anayasa; halkın inancına ve kültürüne uygun, dünyaya hükmetmiş büyük devletlerin mirasçısı bir İslam ülkesi olarak topraklarında huzur içerisinde yaşayan kardeş halkların birliğini daim kılmak üzere olmalı. Unutulmamalı ki ateş çemberine dönüştürülen coğrafyamızda ülkemizi de tehdit eden küresel şer güçlere karşı biz birlikte güçlüyüz…