Gazze... Şehadet... Seçim... İktidar... Dil Bayramı... Başlıklar arasında kaldım
Hepimiz için geçerli olan bir durumdur bu...
Bazen duruşumuzu ilan etmek babında bile olsa dile getirmemiz vacip ve hatta farz olan o kadar konu çıkıyor ki karşımıza...
Haddizatında her biri hakkında bir duruşumuz ve bir sözümüz mutlaka vardır, ama hepsini paylaşmak mümkün değil...
İyisi mi, bugün önümdeki başlıklarla ve her birinden birkaç cümle ile yetineyim...
Başlık 1: Dersim'i silen ve Kürtleri inkâr eden CHP'den 'Aleviler ve Kürtler daha az eşittir' diyen CHP'ye
İzleyenleriniz olmuştur... Geçenlerde CHP'nin çiçeği burnunda yeni Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı grup toplantısında, "Alevilerin ve Kürtlerin daha az eşit olduğunu" söyledi. Ki el hak doğrudur. Ancak bu eşitsizliğin adresini yanlış gösterdi. İktidar – Hükümet olması nedeniyle AK Parti'nin bu eşitsizlikte payı var, ama bu eşitsizliği koyan CHP'nin bizzat kendisidir.
Haliyle sormadan edemiyoruz; Özel bunları bilmiyor mu diye...
Özel, Atatürk'ün emrini ve imzasını haiz Dersim Harekâtında sadece resmi rakamlara göre bile 12 bin küsur masum insanın havadan ve karadan bombalarla, yakın vuruş süngülerle ve mağaralara sığınanların da fare zehriyle öldürüldüklerini ve o zamanki iktidarın da CHP olduğunu bilmez mi? Hakeza Kürtleri inkâr, asimilasyon ve imha politikalarının mimarının, Kürtçe yasağını koyanın, Kürtçe olan binlerce yerin adını değiştirenin ve Kürtlere yönelik onca katliamın failinin CHP olduğunu bilmez mi? Hepsini ve daha fazlasını bilmesine bilir, ama hınzırlığından suçu başkalarına atar.
Peki, bugünkü CHP, dünkü CHP'nin yaptığı zulümlerden ve işlediği insanlık suçlarından dolayı özür diledi mi? Hayır! Azıcık bir insanlık göstererek, somut örneklerden hareketle "bu yanlışları yaptık" deme erdemini gösterdi mi? Hayır! Şu soruyu da hala CHP'ye oy vermekte olan Aleviler ve Kürtler adına soralım: CHP, dün asi, eşkıya ve hain diye itham edip darağacına astığı Şeyh Said, Seyyid Rıza ve öldürdüğü diğer bütün Aleviler ve Kürtler için bugün de asi, eşkıya ve hain demiyor mu? Tabii ki, diyor!
Haliyle insan sormadan geçemiyor; öyleyse bu Alevileri ve bu Kürtleri bu hale düşüren, daha doğrusu düşündürtmeyen şey nedir, diye...
Başlık 2: Ahmet Türk bunamadıysa, Kürtlerin aklıyla alay ediyor!
Kürtlerin sorunlarının çözümü için, "ama CHP bugün böyle bir şeye kalkışırsa bu projeyi paramparça ederler."
Sanki CHP'nin öyle bir amacı var da, "devletin bütün kurumlarını eline geçirmiş olan Erdoğan onu paramparça eder."
Hele hele bir de, "Erdoğan, bugün Kürtlere en fazla acı çektiren liderdir" demesi yok mu?
Dedim ya, ya bunamış ya da Kürtlerin aklıyla alay ediyor.
Erdoğan'ı, tabii ki, Kürtlerin gasp edilen haklarını hala neden iade etmemekte direttiği konusunda eleştirme hakkımız ve hatta yükümlülüğümüz var. Ama sizlerin bu konuda konuşma ve hele hele Erdoğan'a bir eleştiri getirme hakkınız da yoktur, yüzünüz de... Çünkü siz değil miydiniz, Erdoğan, ölümüne Çözüm Sürecini başlatırken, efendilerinin emir erleri olarak ölümüne karşı koyanlar?
Belki geç olur, ama Kürtler de kafalarına darbeler yiye yiye Kürtlerin sorunlarının çözülmesinin önündeki en büyük engelin CHP, PKK ve onun siyasi uzantısı olan DEM olduğunu kavrayacaklardır.
Şu yaman çelişkiyi anlayabilen varsa, beri gelsin...
Siz şu iki sorunun cevabını biliyor musunuz? Kürtlerin hakları adına mücadele eden DEM'i, dünkü inkâr politikalarının mimarı ve Kürtlere yönelik katliamların faili olan ve bugün de hala dünkü gibi düşünen CHP'nin emir eri yapan şey nedir acaba?
Cumhuriyet tarihi boyunca en fazla Kürt öldüren iki yapıdan biri CHP ve diğeri de PKK olduğu halde, bir Kürt ne diye hala bunlara ram olabilir?
Başlık 3: İzzetini yitirmiş ümmet: Müslümanlar.
Bu başlık da, Sayın Mehmet Görmez Hocamızın bir konuşmasından mülhemdir. Ve Gazze gerçekliği karşısındaki acizliğimize dairdir.
Başlık 4: İktidar olmak, haramları helal kılar mı?
Çünkü bakıyoruz, dün adaleti tesis etmek için iktidara talip olan ve iktidar olmayı adaletle hükmetmenin aracı olarak gören kardeşlerimiz, bugün iktidarlarını adaleti tesis etmek yoluyla değil, helalleri haram ve haramları da helal kılmakla pekiştirmeye çalışıyorlar. Tabii ki, sayıları çok az olsa da, hala hakta ve adalette ısrar edenler de yok değil.
Başlık 5: 21 Şubat Anadil Günü'nün düşündürdükleri.
Bu başlık da, bir dostumun aracılığıyla haberdar olduğum Vecdi Erbay'ın "Türkçeyi edebiyat sayesinde sevdim, anadilimi keşfettim" başlıklı yazıdan mülhemdir. Ah... Kürtçe konuşurken ve Türkçe öğrenirken bize yapılagelen zulümler...
Dünkü şiddette olmasa bile bu dil zulmü bugün de devam ediyor.
Selam olsun zulmetmeyenlere ve zulme rıza göstermeyenlere...