• DOLAR 34.543
  • EURO 36.485
  • ALTIN 2877.961
  • ...

Kendilerini demokrasinin, insan hakları savunuculuğunun, inançları yaşamanın ve fikirleri ifade etmenin uygulayıcısı, hamisi, savunucusu ve yayıcısı olarak dikte eden ve bu bağlamda kendi içinde, evet sadece kendi içinde bu bağlamda görece bir başarı elde eden Avrupa'da bugünlerde engizisyon ve Nazi rüzgârları esiyor.

Direnen bir iki ülke dışında bütün Avrupa, Yahudilerin acıları üzerinde kanlı sultalarını kuranların vesayeti altındadır artık. Nereden mi bu kanaate vardık?

70 yıldır işgal altında yaşayan, her gün birkaç evleri gasp edilerek sahipleri ya öldürülen veya göç ettirilen ve bütün bunlarla birlikte 17 yıldır vahşi bir ablukaya mahkûm yaşayan Filistinlilerin israil'e verdikleri meşru cevap beklediklerinin üstünde olunca, yüzlerindeki maskeyi indirip, birer şövalye gibi israil ordusundaki yerlerini almalarından...

Avrupa liderleri de Irak'ı işgal ederken dünya kamuoyunu, "ya bizimlesiniz ya da teröristlerden yanasınız" sözleriyle tehdit eden Bush gibi, kendi halklarını tehdit ediyorlar.

Bu liderlere göre, ister her gün yeni yerler işgal etsin, ister her gün Filistinli öldürsün, ister savaş suçu işlesin ve hatta ister şimdiki gibi soykırım yapsın, herkes israil'in yanında olmakla yükümlüdür. Değil israil'in yaptıklarını savaş hukukuna göre yargılamak, israil'in masumiyetinden şüpheye düşmek bile Antisemit olarak yargılanmayı gerektirmektedir.

Mesela, Almanya'nın sabık Başbakanlarından olan Helmut Schmitt, bundan 13 yıl önce bir TV programında israil hakkında söylediği şu sözleri bugün söyleyemez: "Eleştirilecek çok şey var, ama ne yazık ki bir Alman israil'i eleştirdiğinde, bu Antisemitizm olarak yorumlanıyor."

Bu ülkede Başbakanlık yapmış bir şahsiyet dahi malum tanrıların gazabından bu kadar korkuyorsa, vicdanlarını koruyan ve aklıselim düşünen vatandaşların, yabancıların ve hele hele Müslümanların ne kadar tedirgin olabileceklerini tahmin edebilirsiniz.

Avrupa'da bir israil eleştirisi yapmak istiyorsanız, en az bin kere  düşünmelisiniz!

Hatırlayınız, Almanya'nın hem Nobel ödüllü ve hem de vicdanını bu vesayete teslim etmemiş aydınlarından olan Günter Grass da, yazdığı bir şiirde israil'in gerçekleştirdiği malum eylemlere hafiften bir eleştiri yaptı diye, bir Nazi gibi yargılanmadığı kaldı...

Hâlbuki taraflar arasında hakem olacaklarına veya en azından tarafları aklıselime davet edeceklerine, bütün imkânlarıyla birlikte savaş suçu işleyen israil'e kayıtsız ve şartsız desteklerini dünyaya ilan ettiler. Yetmedi, savaş gemilerini, savaş uçaklarını ve yardım araçlarını gönderdiler. Yetmedi, nakdi para yardımında yarıştılar. Yetmedi, israil'in soykırıma varan eylemlerini eleştiren herkesi de HAMAS yanlısı ve dolayısıyla terörist ilan ettiler.

Ya herkes kendileri gibi düşünecek... Kendileri gibi konuşacak... Kendileri gibi yazacak... Kendileri gibi israil'in her yaptığını, evrensel insan hakları ile örtüşüp örtüşmediğine bakmaksızın kayıtsız ve şartsız bir şekilde bütün imkânlarıyla destekleyecek... Ya da susacak!

Dolayısıyla israil'i eleştiren herkes katıksız bir Antisemit olarak muamele görecek artık. Bunlar bir de eğer yabancı kökenli iseler, sınır dışı edilmeye kadar çeşitli cezalara çarptırılabileceklerdir.

Avrupalı liderlerin demeçlerine bakınız, sanki her biri birer şövalye... Kılıçlarını, silahlarını, zehirli hançerlerini ve en önemlisi de yalanlarını kuşanmışlar ve kendileri gibi düşünmeyenlere saldırmak için hazır kıta bekliyorlar.

Demeçlerinde de barıştan bir eser yok, baştan sona bir savaş dili konuşuyorlar.

Sadece İsrail'in yardımına gönderdikleri gemilerle, uçaklarla ve askerlerle saldırmıyorlar... Avrupa'nın içinde olup da kendilerine ayna olan her olaya, her nesneye ve her insana da saldırıyorlar.  

Sanki Afrika'dan Asya'ya, Avustralya'ya ve Amerika'ya kadar gidip karşılaştıkları her halkı soykırımdan geçirenler kendileri değil de Müslümanlardır!

Sanki yüzlerce yıldır yaşadıkları yerlerde dünyayı Yahudiler için cehenneme çevirenler kendileri değil de Müslümanlardır...

Sanki Yahudileri yüzlerce yıl boyunca gettolara mahkûm edenler ve birçok şehre girmelerini bile yasaklayanlar kendileri değil de Müslümanlardır...

Sanki İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudilere vahşi hayvan muamelesi yapıp, yüz binlercesini evvela kamplara toplayan ve akabinde de kimisini gaz ocaklarında ve kimisini de aç bırakmak suretiyle ya da başka yöntemlerle öldürenler kendileri değil de Müslümanlardır...

Sanki sağ bıraktıkları Yahudileri yüzlerce yıldır yaşadıkları vatanlarından koparıp, bu kez de ileri karakol görevi görsünler diye Filistin'e götürenler kendileri değil de Müslümanlardır...

Devam edeceğiz inşallah.