• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Kudüs, 70 yıldır Filistin’i işgal altında tutan… Milyonlarca Filistinliyi yurdundan eden… Yüz binlercesini katleden… Bugüne kadar BM’nin verdiği hiçbir kararı uygulamayan… Kudüs’ü kendisine başkent yapan… Ve işgal ettiği yerleri tahkim etmek için hala her türlü gayri meşru eylemi gerçekleştiren İsrail’in kırmızıçizgisidir, ama bütün bunlara karşılık hala yükümlülüklerini yerine getirmekten aciz olan biz Müslümanların değil!

Kudüs, bütün gayrimeşru eylemlerine rağmen bütün imkânlarıyla ve dahi kayıtsız şartsız bir şekilde İşgalci İsrail’i destekleyen ülkelerin kırmızıçizgisidir, ama Filistin’e gerekli insani yardımı bile yapmayan İslam Ülkelerinin değil!

Kudüs, Filistinlilerin meşru savunmalarını bahane ederek 7 Ekim’den beridir Gazze’de soykırım uygulayan İsrail’in ve ona para ve silah gönderen ülkelerin kırmızıçizgisidir, ama Gazze’ye bir ambulans dahi göndermeyen, gönderemeyen İslam Ülkelerinin değil!

Kudüs, kuşatma altında tutmayı yeterli görmeyip kesintisiz ambargo ve savaş uygulayan İsrail’in ve diğer ülkelerin kırmızıçizgisidir, ama bu ambargoya karşılık vermek yerine ceplerinde onların sigarasını, mutfaklarında onların ürünlerini ve masalarında onların meşrubatlarını tüketen Müslümanların değil!

Kudüs, kendi milli bayraklarının yanına İsrail’in kanlı bayrağını da şeytani kibirle göndere çeken ülkelerin kırmızıçizgisidir, ama Filistin bayrağını kendi milli bayraklarının yanında göndere çekemeyen İslam Ülkelerinin değil!

Kudüs, burayı kendisine başkent yapan İsrail’in kırmızıçizgisidir, ama bu gayrimeşru karara rağmen büyükelçiliklerini açık tutan, onunla ticaret yapan ve yeni anlaşmalar imzalayan İslam Ülkelerinin değil!

Kudüs, Gazze’de bir daha savaş suçu işleyen İsrail’i kayıtsız ve şartsız desteklediklerini dünyaya ilan eden Biden’lerin, Scholz’ların, Sunak’ların ve Macron’ların kırmızıçizgisidir, ama maalesef bu soykırım karşısında bile mazlum Filistinlilerin yanında yer alamayan ve ancak, “tarafları mutedil olmaya çağırıyoruz” türünden beyanlarda bulunan siyasilerimizin değil!

Burada siyasi liderleri günah keçisi olarak ilan edip kendimizi temize çıkardığımız yoktur… Sadece kendi gerçekliğimize dikkat çekmeye çalışıyoruz. Çükü biz Müslümanlar da tıpkı liderlerimiz gibi yerine getirmediğimiz yükümlülüklerimiz oranında suçluyuz!

Bütün emperyalistleri de yanına alarak 7 Ekim’den beridir Gazze’de soykırım uygulayan İşgalciye karşı İslam Ülkeleri ve Müslümanlar olarak sergilediğimiz acizlik ve zillet de gösterdi ki, bugün kurtarmaya kendimizden başlamalıyız.

Nitekim bu olay da ayn-al-yakin, ilm-el-yakin ve hak-al- yakin olarak gösterdi ki, el an şiddeti şefkatinden ve zulmü adaletinden daha çok olan beldelerimizi selam beldesi yapmadan Kudüs’ü kurtaramayız!

Bu da gösteriyor ki, bizler de tıpkı Musa’nın kavminden olanlar gibi, “ya Musa, onlar orada bulundukça biz, oraya ebediyen giremeyiz. Sen, Rabbinle git, ikiniz çarpışın onlarla, biz burada oturup duracağız” türünden bahanelerle yükümlülüklerimizi ihmal ettiğimiz sürece bu zilletten kurtulamayacağız. Öyleyse evvela bu gerçekliğimizle yüzleşelim. Ve kurtarmaya da kendimizden başlayalım…

Sonuç olarak bilelim ki, onların Kudüs’ü ellerinde tutmak amacıyla gerçekleştirdikleri gayrimeşru eylemlere karşı o derecede meşru eylemler gerçekleştirmediğimiz sürece Kudüs’ün kırmızıçizgimiz olduğunu söylememiz yalandır!