Allah’ın Sevdiği Kullardan Mıyız?
Allah sevendir, sevilendir ve sevdirendir. Bir mümin olarak Allah’ı seviyoruz. Peki, Allah’ın sevdiği kullar arasında biz de var mıyız?
Allah’ın Resulüne tabi olup, sünnetine uyuyorsak, O’nu kendimize rehber kabul edip peşinden gidiyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Maddi ve manevi kirlerden temizlenip arınıyorsak, zihnimizi, fikrimizi ve kalbimizi çirkin ve necis şeylerden koruyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Küçük-büyük, gizli-açık, bilerek-bilmeyerek işlediğimiz günahlardan pişmanlık duyuyorsak, işlediğimiz bu günahlara dönmemek üzere tövbe ediyorsak ve bu tövbe üzerinde kararlılıkla sebat ediyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
“Allah’ın katında üstünlük takva iledir.” Her şeyden daha çok Allah’tan korkup O’na karşı gelmekten sakınıyorsak, günahlardan sakınıp bu yolla cehennem ateşinden korunuyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Hastalıkta, rızık arayışında, insanlarla ilgilenmede, dünyevi ve uhrevi imtihanda ve dahası her işimizde üzerimize düşeni yerine getirdikten sonra “vekil olarak Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” deyip bütün benliğimizle Allah’a güveniyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Cebrail’in (a.s.) Peygamberimize (s.a.s.) ihsan nedir sorusuna: “Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Eğer sen O’nu görmüyorsan O seni görüyor” bilinciyle ibadet ediyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Bela, musibet, hastalık, darlık ve sıkıntı anında; günah işlememe de; iyilik, hayır, salih amel ve Allah’a kullukta; davet ve tebliğ yaparken karşılaşmış olduğumuz sıkıntı ve eziyetlere sabır ve sebat gösteriyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Anamız, babamız, kardeşimiz, akrabamız, kabilemiz ve aşiretimiz ve dahası en sevdiğimiz kişi aleyhinde veya lehinde de olsa her hal, durum ve zamanda adaletten sapmıyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında biz de varız.
Allah’ın sınırlarında, helal dairesinde, hak ve hukukta, kardeşimize karşı kin ve düşmanlıkta sınırı aşıyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında yokuz demektir.
Şahsımıza, ailemize, iş arkadaşımıza, bir hak sahibine veya Allah’ın bir canlı varlığına bir şekilde haksızlık edip zulüm ediyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında yokuz demektir.
Allah’ın “yiyiniz, içiniz, ama israf etmeyiniz. Çünkü O israf edenleri sevmez” emrini unutup giyimimiz, yememiz, içmemiz, zamanımız ve ömrümüz hususunda israfa kaçıyorsak Allah’ın sevdiği kulları arasında yokuz demektir.
Elimize bir güç, kuvvet, imkân ve yönetim geçtiğinde, insanların arasını bozup fesat çıkarıyorsak, fitne oluşturup insanları birbirine düşürüyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz yokuz demektir.
Peygamberimizin (s.a.s.) “kalbinde zerre miktarı kibir bulunan cennete giremez” buyruğu gereğince, kendimizi mal, makam, ilim, ırk, soy, dil ve benzeri herhangi bir vasfımızla üstün görüp kibirli davranıyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz yokuz demektir.
Allah’a, Resulüne, kardeşimize veya herhangi birisine karşı verdiğimiz söz ve amelde, bize teslim edilen emanete ihanet ediyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz yokuz demektir.
Rabbimizin “Onlar ki günahlarında ısrar etmezler” emrine muhalif davranıp, işlediğimiz günahlardan vazgeçmeyip günah işlemeye devam ediyorsak, onlardan el çekip vazgeçmiyorsak, Allah’ın sevdiği kulları arasında biz yokuz demektir.
Allah, bizi sevdiği kulları arasına dâhil eylesin inşallah diyor ve sizi Allah’a emanet ediyorum.