Kur’an-ı Kerim, dünya hayatının mahiyetini bize açıkça bildirir:
“Bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta çokluk yarışından ibarettir…” (Hadid, 20)

Bu ayet, insanın aynı döngüye tekrar tekrar nasıl kapıldığını gözler önüne seriyor. Dünya, albenisi olan fakat çabuk solan bir manzara gibidir. Bir müddet cazip görünür; sonra solar, sararır ve geride sadece bir çerçöp kalır. Ardından Rabbimiz aynı surenin devamında şöyle buyurur:
“Genişliği gökle yerin genişliği gibi olan cennete ve Rabbinizin mağfiretine erişebilmek için yarışın.” (Hadid, 21)

Ne var ki insan çoğu kez bu ilahi uyarıları duysa da günlük hayatın telaşına kapılarak asıl gayesini ihmal eder. Mal ve mülk sevdası, ev ve araba hayalleri, yaş ilerlese bile yılları tüketen diploma tutkusu, makam-mevki arzusu… Bütün bunlar kimi zaman insanı öylesine kuşatır ki, farkına bile varmadan ömrünün merkezine yerleşir. Oysa dünya, Kur’an’ın ifade ettiği gibi “aldatıcı bir metadan” ibarettir. Asıl olan; Allah’ın rızası, mağfireti ve ahiretteki ebedi mükâfata erişebilme gayretidir.

Bu gayret ise kendiliğinden oluşmaz; bilinçli bir yöneliş, düzenli bir çaba ve istikrarlı bir ibadet hayatı gerektirir. Rabbimizin rızasına götüren yollar bellidir: Güçlü bir iman, farz ibadetlerin titizlikle eda edilmesi, nafile ibadetlerle yakınlığın artırılması, günlük virdler ve tesbihatla Allah’ın sıkça zikredilmesi… Bunun yanında ümmet bilincini diri tutarak Filistin, Gazze, Sudan gibi zulüm ve yokluk içindeki kardeşlerimize maddi-manevi destek olmak da bu sorumluluğun bir parçasıdır.

Bugünün en görünmez tehlikelerinden biri ise zamanımızı sinsice tüketen telefon bağımlılığıdır. Sosyal medya akışları, dijital oyunlar, yapay gündemler insanın kalbini ve zihnini uyuşturmakta; ibadetten, tefekkürden, ilimden ve aile meclislerinden uzaklaştırmaktadır. Bu sebeple, hem büyüklerin hem de çocukların dijital dünyayla ilişkilerini kontrollü bir çizgide tutmaları artık bir zorunluluktur.

Maneviyatı ayakta tutan en güçlü dayanaklardan biri de camilerde cemaatle kılınan namazlardır. Zikir halkaları, ilim ve sohbet meclisleri, insan ruhunu besleyen, kalbe ferahlık veren ortamlardır. Bununla birlikte çocuklarla ilgilenmek, onlara günlük ve haftalık programlar dâhilinde zaman ayırmak, Kur’an öğretmek, dini kimliklerini güçlendirmek geleceğe bırakılacak en kıymetli mirastır.

Dünya geçicidir, fakat ahiret ebedidir. Her insan, enerjisini ve ömrünü aslında hangi yarışa harcadığını düşünmek zorundadır. Çünkü sonunda bize kalacak olan; mal, makam ya da unvan değil, Rabbimizin rızasını kazanıp kazanamadığımızdır.

Rabbimiz! Kalplerimizi dünyaya meyleden arzulardan koru. Bizi rızana ulaştıracak amellerde daim eyle. İbadetlerimizi severek ve huşû ile yerine getirmeyi nasip et. Neslimizi Kur’an’la, ümmetimizi birlik ve dirlikle güçlendir. Mazlum kardeşlerimize yardımını ihsan eyle. Ayaklarımızı sırat-ı müstakim üzere sabit kıl. Rızana ve mağfiretine erişen kullarından eyle. Âmin.