Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Hiç dikkat ediyor musunuz, asrımızda her şeyin içi gittikçe boşalıyor. Bizim için anlam ifade eden şeyler, bizden bir alt nesil için pek de bir şey ifade etmiyor. Bizim büyüklerimizle aramızda da böyle sorunlar vardı ancak bu kadar büyük değildi. Bizler merhameti, şefkati belki de aşırı denecek kadar iyi bilirdik.
Çevreye bakmanızı istemeyeceğim. Sadece çocuklarımıza bakmamız bile bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Bir zamanlar namaza iştiyakla duran, ibadetlerini yapmak için ortam kollayan, başörtüsünü en değerli varlığı bilip öyle koruyan bir nesil vardı. Bu neslin çoğunun da ailesi bu tür İslami değerlere karşıydı. Ancak şimdi İslami bir ortama büyüyüp dinini yaşamaktan kaçınan, yalan söyleyen, ağzı bozuk çocuklar var. Öncekilerin tahkiki imanının yerini şimdikilerin taklidi imanı almış durumda. Elbette herkesi aynı kefeye koymak yanlış ancak genel bir değerlendirmeyle bu sonuca varıyoruz.
Sizden bir tane daha var mı? Sizin gibi birini yetiştirdiniz mi? En az sizin güzel hallerinizle bezenmiş bir insan var mı hayatınızda? Düşünebiliyor musunuz, nesiller gelecek geçecek ve biz, bizden daha kaliteli birini yetiştirememişiz. Bu çok acı olmaz mı?
Elbette her manada bizden üstün birini yetiştiremeyiz ancak bari birkaç kişiyi iyi bir seviyeye getirelim. Hepsinden önce de kendimizi, kendimizin en iyi versiyonuna güncelleyelim. Yoksa halimiz harap…
Çocuklarımıza alanlar açmalı… Onlar, çeşitli aktivitelerle etkin bir şekilde çalışmalar yaparak kendilerini bu ümmete ait hissetmeliler. Her zaman ‘şu etkinliği, bu etkinliği’ diyerek onları edilgen bir konumda değil de etken bir duruma getirmeliyiz.
Gençlerimize güvenmeliyiz. “Sonunda ölüm yok ya!” diye bir söz vardı eskiden. Bu sözü yeniden hayata geçirmeliyiz. Kaskatı, gençleri hiç dinlemeyen, dinlese de önem vermeyen, verse de yarın unutan bir tutumdan vazgeçmeliyiz. Sonunda ölüm yok ya, bırakın istediklerini yapsınlar. Etkinlik mi? Düzenlesinler. Tiyatro mu? Yapsınlar. Arabayla bir yere gitmek mi? Bırakalım gitsinler. Kısa film mi? Çeksinler.
Unutmayalım ki kişi aktif olmadığı, kendisine sürekli talimatlar verilen ortamlara bağlılık geliştiremez. Salt bir itaat isteniyorsa, evet itaat eder ama gönülsüz eder. Okullarda, yurtlarda, kamplarda çocuklara ve gençlere daha çok kulak verilmeli, dahası fikirlerinin değerli olduğu ve uygulanabilirliği onlara gösterilmeli. İstişare berekettir. Şura, Allah’ın emridir.
Yarın biz vefat ettiğimizde geride en az bir tane biz bırakmak duasıyla…