Padişah ile dalkavuğu söyleşiyorlarmış, sultan demiş ki:

- Şu patlıcanla yapılan yemekler pek leziz olur…

- Olur padişahım...

- Dolması tadından yenmez…

- Evet padişahım...

- Kızartması nefis olur…

- Olur padişahım...

- Ama, karnıyarıktan uzak dur...

- Uzak durmalı padişahım...

- Türlüye de pek gitmez patlıcan...

- Gitmez padişahım...

Padişah dalkavuğuna bozulmuş:

- Bre gafil demiş, ben ne diyorsam, sen de onu tekrarlıyorsun...

Dalkavuk:

- Elbette padişahım, demiş, bendeniz patlıcanın değil, efendimizin dalkavuğuyum...

Yaşadığımız ülkede dalkavukluk mesleğinden geçinen çok kişi var. ‘Ne yaparsın ekmek parası’ duruşundalar. Aslında çok kâle alınacak tipler değil. ‘İşlerini’ yapıyorlar neticede. Bundan geçiniyorlar. Efendileri ne derse onu derler. Sözleri, sanatları, yazıları, kitapları, programları hep efendilerine odaklıdırlar. Aslında onlar için efendiler de çok önemli değil. Beslenmenin derdindeler. Kim onları beslerse efendi odur onlar için. Mesela koyu bir Kemalist’ken birden İslamcı olabilirler. Okyanusun ötesinden besleniyorken televizyonlarda ‘darbe önleyenlerin öncü habercilerinden’ gösterilebilirler. Hatta buna biat etmeyenleri çeşitli şekilde itham edebilirler. Böyledir bu bukalemun enteller. Adam yerine konmalarına gerek yok yani.

Bunlar ülkeyi ciddi problemlere sürüklemektedirler. Bir el ile bunun için grup halinde işe koyulmaktadırlar. Her televizyon programında her şeyi bilenler grubu olarak halkın önüne çıkarılmaktadırlar. İstenen gündemler ile odak noktaları bunlar üzerinden tertiplenmektedir. Ismarlama gündemler bunlar ile servis edilmektedir. Tek tip ve koşulsuz biat tellallığı yapıyorlar adeta. Bir kesim övülecekse bu koro devreye giriyor. Ya da bir kesim yerilip ötekileştirilecekse yine mikrofon bunlara veriliyor.

Ama bunların yanıldıkları bir şey var. Onlar gibi düşünmeyenler de var. Onlar gibi hareket etmeyenler de olacak. Onlar gibi yol almayanlar da bulunacak. Onların çizgisinden olmayanlar da çıkacak. Ve onlar buna alışacaklar.

Hür insanlar onların değirmenlerine su taşımayacak. İnanç ve değerleri ne emrediyorsa onları yapacak. Bu memleketin faydasına ne varsa onu yapacaklar. Bu yolda kimsenin kınamasından zerre korkmayacaklar.