Siyonist israilin, İran’a saldırmasıyla Ortadoğu daha fazla ısındı. İki yıla yakındır Gazze’ye saldıran işgalci rejim, rotasını İran’a çevirmiş durumdadır. Zira 1979’dan beri siyonist israil, kendisi için en büyük tehlike olarak İran’ı görüyor. Daha önce farklı topraklarda kozlarını paylaşan iki düşman, ilk defa direk olarak karşı karşıya geldiler. İşgalci rejim, İran’ı destekleyen Lübnan, Suriye ve Irak içerisindeki vekil güçlerin zayıflatılmasıyla oluşan ortamı bir fırsat olarak görüyor.

Peki, bu girişim İran’ı zayıflatır mı?

Aslında hem siyonist israil hem de ABD, İran’ın devrilmeyeceğini çok iyi biliyor. Yani Irak gibi bir işgali başarmayacaklarını kendileri de biliyor. İki yıldır bir avuç Gazze’yi ele geçiremeyen işgalci rejimin ABD desteğiyle de olsa İran’ı işgal etmesi düşünülemez. İşgalci rejim ve destekçileri bunu çok iyi bilmelerine rağmen saldırı başlatmalarının temel nedeni, İran’ı zayıflatmak ve siyonist rejim için tehlikeyi bertaraf etmektir. Bu doğrultuda İran’daki nükleer kazanımların ve çok kapasiteli füze tesislerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bunu başarmaktan çok uzaktırlar. Zira bu savaşın neticesi tamamıyla İran elindeki füzelerin gücü, silah cephaneliğiyle belirlenecektir. Siyonist israili zor durumda bırakacak her füze farklı manevraları getirecektir. Birkaç gündür siyonist rejime atılan füzeler onları panikletmiştir.

Siyonist rejim darbe aldıkça psikolojik üstünlük İran’a geçiyor. Görünen tabloda İran zayıflamayacak ve işgalci rejime güçlü bir şekilde vurdukça tam tersi bir tablo ortaya çıkacaktır. Özellikle hipersonik füzelerin etkisi israil halkı üzerinde büyük bir korku oluşturmuştur. Çünkü hipersonik füzeler, balistik füzeler gibi atmosferin altından geçmez. Atmosferi deler ve kilitlendiği noktaya gelince yıldırım hızıyla aşağıya düşer. Hiçbir hava savunma sistemi de bunu engelleyemez. Bu büyük bir patlama oluşturur. Düştüğü yerde deprem etkisi yaratır. Şu ana kadar Siyonistleri sığınaklara mahkûm eden füzeler hipersonik füzelerdir. Eğer İran’ın elinde bunlardan çok miktarda füze varsa, israil büyük bir şok yaşamaya devam edecektir.

Bunun yanında küresel bir etkiye sahip “Hürmüz Boğazı” kozunu kullanacak bir İran, dünya ekonomisinde önemli bir gedik açacaktır. Küresel ekonomist devletler, Hürmüz boğazının kapatılmasıyla ülke ekonomisine büyük zarar geleceğini biliyor. Aynı şekilde siyonist israil ekonomisi de bu savaşın uzamasını kaldıramaz. Her ne kadar ABD ve farklı ülkeler kendisini ekonomik olarak desteklese de İran savaşı başladığından beri Tel Aviv borsası sert bir düşüş yaşıyor. Aynı şekilde işgal rejiminin sivil hava trafiği neredeyse durma noktasına geldi. Bu durumda savaşı uzatma şansı olmayan siyonist rejim, İran darbeleriyle daha da sarsılacaktır.

Sonuç olarak; İran ve siyonist israil savaşını, İran’ın elindeki cephanelik ve kararlılık belirleyecektir. Eğer İran, daha güçlü ve daha fazla siyonist rejime zarar verirse ateşkes hızlanacak ve İran hem stratejik olarak hem de psikolojik olarak bu savaştan daha güçlü çıkabilir.