Hasbara (İbranice: הסברה) "açıklama" anlamına geliyor. işgal rejimi ve işgal yanlısı (ücretli) gruplar, kiralık yazarlar ve satılmış kameralar ile zalimi mazlum, mazlumu zalim gösterme uğraşı... Dünya kamuoyunu aldatmak için yayılan fitne-fesad ateşi... Balık hafızalılara atılan yapay oltalar..

Hasbara terminolojisinin tek amacı, işgal rejiminin varlığını sürdürmek için var olan tüm gerçekleri çarpıtmak... Bu çarpıtmaya haşere, hayvan dedikleri biz insanları inandırmak ve işleyedurdukları vahşet ve soykırımı meşrulaştırmak...

Video, infografi, yanıltıcı ve aldatıcı görseller vb. maktulü karalama, katili aklama amaçlı botlarla viral edilmiş yalan-yanlış haberlerin üretildiği algı manipülasyon merkezleri...

Siyonist işgal rejiminin işlediği cürüm ve katliamları neticesinde dünya kamuoyunda kök salan nefret ve öfke dolusu tepkileri dindirmek, minimize etmek...

Batının ve avrupa ülkelerinin sınırsız desteklerine, sosyal medya patronlarının kiralanmış olmalarına rağmen hasbara asla bir işe yaramamıştır.

Pew'in küresel araştırma sonuçlarına bakalım.(2025)

Sözde yahudi devletine karşı kesin tavır alanların oranı gerçekten sevindirici.

Türkiye %93, Endonezya %80, Japonya %79, Hollanda %78, İspanya, İsveç %75.

Batık batının destek üslerinde bile oranlar sevindirmeye devam ediyor. Siyonist işgal rejiminin ipiyle adeta intihara kalkışan ebleh Almanya'da bu oran %64.

Sömürgeci, soykırım destekçisi ve kafası bir hayli karışık İngiltere’de %61.

Vatandaşlarının vergileriyle siyonist işgal rejiminin sonsuz destekçisi ve soykırım finansörü büyük şeytan Amerika'da bile %53.

Dünya çapında siyonist rejime karşı duyulan nefret ve öfke kartopu misali giderek devleşecek ve siyonist işgal rejimin yok oluşuna kadar da durmayacak. Onun yok oluşu ile batı medeniyetinin çöküşü ve beşeri sistemlerin iflası boy gösterecek…

Bu durum sadece dünya halklarının bireysel çabaları sonucuyla oluşmuş küresel bir gerçekliktir. Vicdanlı ve hür bireylerin zulmü ifşa etme, zalimi tanıtma ve mazlumdan yana olduğunu göstermek için yaptıkları paylaşımlar ile hasbara soytarılığı adeta çöpe atılmıştır. Evet hasbara vicdanlıların sorgulama yeteneklerini geliştirmiş ve artık sadece duygusal değil fikirsel bir uyanışı da beraberinde getirmiştir.

Evet hasbara, siyonist işgal rejiminin yok oluş sürecini engelleyememiş hatta yavaşlatamamış. Belki de hızlandırmıştır. Hem vahşi, hem cani ve hem de yalancı, iftiracı, aldatıcı olduğunu, diğer tüm sistemlerin siyonsoykırımına ölümüne destek olduğu gerçeğini deklare etmekten öteye geçememiş.

Katarlı yazar Dr. Nayef Nahar'ın dediği gibi:

"İsrail, Gazze’yi yok ettiğini sanıyor; oysa gerçekte, İslam dünyasının zihnini yüzyılı aşkın süredir etkisi altına alan Batı modelini yıktı. Bugün, Gazze'de işlenen soykırımın ve Batı'nın iki yüzlülüğünün açığa çıkmasının ardından, İslam dünyasında ilk kez büyük bir zihinsel dönüşüme tanıklık ediyoruz... Batı modeline duyulan hayranlıktan, İslam medeniyetine dayalı bir model arayışına geçiş yaşanıyor. İsrail’in gerçekten “başarabildiği” tek şey, Gazze’yi Batı medeniyetinin mezarlığına çevirmek oldu." Evet yıkılan, yakılan sadece Gazze değil, ölen, öldürülen sadece Gazzeliler de değil.

Yakılan-yıkılan, dünya sömürgecilerinin saltanatı ve ölen-öldürülen ise çağımızı kan gölüne çeviren beşeri sistemlerin kolonyal fikirleridir.