Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Gündem, İran-israil savaşı… İran, israile ağır darbeler vuruyor. Öfke ve alevle kavrulan yüreğimize büyük bir serinlik değdi. Bu serinlik hem israilin yavaşlatılıp aynı zamanda darbe yemesinden, hem de bizim yapmak istediğimizi başkası yaptığından…
Halk olarak dünyanın yüzde sekseni, israilin bir şekilde durdurulmasını istiyor. Ancak devletleri yönetenler buna yanaşmıyor. Şimdi İran, kendi intikamını almak için de olsa bu dileğimizi gerçekleştirdi. Terör şebekesi israil bunu çoktan, hatta yıllar öncesinden hak etmişti ama nasip şimdiye imiş.
Kassam Tugayları başta olmak üzere İran ordusundan ve dünya halklarından israilin durdurulması yönünde ciddi çağrılar var. İnsanlık, açık hava hapishanesine dönmüş Gazze’ye bir lokma ekmek girdirse bile mutlu olacak kadar öğrenilmiş bir çaresizliğe mahkûm edildi. Bizler özgür bir şekilde kendi ülkelerimizde gezip tozup alışveriş yaparken böylesine çaresizlik duyuyorsak, Gazze’deki mazlumların acılarını hangi ilaç giderecek?
Hangi bomba söndürür yanık bir yüreğin yangınını?
Hangi şefkat, yitirilmiş bir annenin şefkatinin yerini tutar? Her zaman sıcaklığını hissettiği annesinin son kez buza kesmiş cesedine sarılan bir çocuğun kalbini hangi şeyle ısıtabilirsiniz ki?
Bütün ailesi bombalanıp hayatta bir başına kalmış bir çocuğun yalnızlığını hangi kalabalıklar giderebilir?
Kitap’ta ne kadar acı kıssa varsa hepsini yaşamış bir şehir… Hatta eski dönemlerde olmayan zulümleri de üstüne ekleyin. Bu insanlar, bu çocuklar nasıl tekrar hayata tutunacak?
“Her şeyi düşünmekten yoruldum. Yaşamaktan yoruldum. Ölüp dinlenmek istiyorum…” diyordu on yaşlarında bir çocuk. Saçlarına ak düştü yavrucakların. Ölmek isteyip ölememek nasıl bir çiledir hiç yaşadınız mı? Ya da hiç düşündünüz mü?
“Onlar güçlü… Onlar imanlı… Onlar dayanıyor…” Bu sözlerle ancak kendimizi kandırıyoruz. Evet bizden güçlü, dayanıklı, daha inançlı olabilirler. Ancak onlar da insan… Etten kemikten, duygudan ve düşünceden yaratılmış insanlar…
Koskocaman bir adam haykırıyordu: “Nasıl da dayanıyorlar demeyin dayanamıyoruz. Biz de insanız. Yoruluyoruz, tükeniyoruz…” Haksız mı?
Bu savaş bittiğinde, Gazze galip geldiğinde, herkes ve her şey normale döndüğünde, ağır imtihandan geçmiş bu insanların hali ne olacak? Elbette Rabbim, şimdi olduğu gibi o zaman da onlara yardım edecek. Kalplerine inşirah verecek. Ama sormayacak mı, “Siz kardeşleriniz için ne yaptınız?” diye?
Zihnim çok karışık… Yazılacak çok şey, yapılacak daha çok şey var. Rabbim, elimizden gelenin en iyisini yapanlardan eylesin cümlemizi…