Gazze’de açlık ve soykırım devam ederken, işgalci çetenin sözde başbakanı son verdiği demeçte: “Vaat edilmiş topraklar, yani büyük israili kuracağız. Bunun için savaşıyoruz.” şeklinde, açıklamalarda bulundu. Ülkemizin de içinde bulunduğu 6 (altı) İslam ülkesinin ya tamamının ya da bir kısım topraklarının ilhak edilmiş haritanın önünde sözde ‘büyük israil’ sınırlarını bize gösteriyor.

Bu 6 İslam ülkesine yönelik bu hakareti ve saldırganlığı yaparken; gözlerimizin içine baka baka, büyük bir kudurmuşlukla bu açıklamada bulunmaktadır. Bu terör çetesi kurulduğu ilk günden beri bu açıklamaları mütemadiyen yapmaktadır. Bu hedefinden asla vazgeçmediği gibi adım adım bu alçakça hedefini gerçekleştirmek için de her türlü yolu denemektedir.

Birinci aşamada, bütün Filistin ülkesini işgal etti. Parça parça yuttu. Burada yaşayan Müslüman halkı kıyımdan geçirdi, sürgün etti, evlerini yıktı ve neticede bugün Filistin’in tamamını işgal etmiş bulunmaktadır. Son Gazze soykırımı; işgalci çetenin, seksen yıldır ‘vaat edilmiş topraklar’ hedefine varmak için uygulamaya koyduğu işgalin aşamalarıdır.

İkinci aşama ise birinci aşamayla eş zamanlı olarak uygulamaya koyduğu, İslam ülke yöneticilerini etkisiz hale getirme operasyonudur. Süreç içerisinde kimisi parayla, kimisi koltuk ve saltanat şantajıyla, kimisi darbelerle ele geçirildi. Kendi halklarına düşman ama aynı zamanda, ABD başta olmak üzere batının ‘bir tetikçisi’ haline getirilen ‘bu kuklalar’ kesinlikle siyonizme hizmet etme zilletini de peşinen kabul etmiş oluyorlardı.

Üçüncü aşama ‘İbrahim Anlaşmaları’ adı altında; siyonist işgalci, bölgedeki bütün İslam ülkelerini birer birer teslim alarak, bütün istek ve önceliklerinin, onların istek ve önceliklerinden önce geldiğini, ABD’nin desteğiyle kayıt altına alma cüretinde bulunmaktadır. Nitekim birçok bölge ülkesi, bu anlaşmayı onursuzca imzalama yoluna gittiler.

Şimdi dördüncü aşama başlıyor. Askeri operasyon olarak nitelendirilen bu aşama aslında çok uzun bir zaman önce başlamıştı. Büyük israil hedefini adım adım gerçekleştirmek için daha uzun bir zamana ihtiyaç duyacaktır. Katil Yahudiler, önce Filistin’in bütün Filistinlilerden temizlenmesi için bütün vahşetleri sergilediler. Batı Şeria, neredeyse ilhak edilmiş durumdadır. Çünkü burada bir köyden başka bir köye gitmek için bile siyonist katillerin izni olmadan gerçekleşmiyor. Gazze ise soykırım, yıkım, göç ve açlık ile yok edilmektedir.

Eş zamanlı olarak Suriye ve Lübnan yıllardır, Katil Yahudilerin saldırıları altındadır. Bu iki ülkenin hedeflenen şekilde etkisiz hale getirilmesinden sonra, sırayla haritada açıkça belirtildiği gibi diğer ‘kurban ülkelere’ sıra gelecektir. İşgal çetesi hedefini adım adım gerçekleştirirken, aşama aşama uygulamaya koyduğu stratejisinde de en ufak bir değişiklik olmamıştır.

‘Bu kurban ülkeler’ sıranın kendilerine geleceğinden adları gibi emin olmalarına karşılık, izzetlice ayağa kalkıp bu azgın düşmana karşı mücadele edeceklerine; bu vahşi düşmanın emelini gerçekleştirmek yani ‘büyük israili kurmak’ için açıkça ona desteklerini sürdürmektedirler. Bu şartlar altında, siyonist işgalci; ‘vaat edilmiş toprakları kendi ülkemin sınırlarına katacağım’ demesin de ne yapsın.

Ülkemiz de dâhil, ‘bu kurban ülkelerin’ siyonist işgalcinin bu açık emeline karşılık, her türlü ticareti sürdürmesi ve geliştirerek artırması, diplomatik ve askeri alanda siyonist işgalcinin lehine adımların atılması ‘kendi celladına âşık kurbanlar’ gibi zilletli bir anlayış, hazin ve korkunç sonumuzu hızla bize yaklaştırmaktadır.