Ünlü bir kıtlık uzmanı, Gazze'de devam eden abluka nedeniyle Filistinlilerin soykırımcı bir şekilde açlığa mahkûm edilmesinden Siyonist çocuk katili çete "israil"i sorumlu tuttu.

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre, ablukanın yeniden uygulandığı Mart ayından bu yana 80'i çocuk olmak üzere en az 101 Filistinli açlıktan öldü. 1.000'den fazla kişi ise dağıtım noktalarında yardım almaya çalışırken hayatını kaybetti. Ünlü açlık uzmanı Alex de Waal, "israilin bu durumda sahip olduğu hassasiyet ve detaylı kontrol, modern tarihte eşi benzeri görülmemiş bir durum" diye vurguladı. "Eğer israil Gazze'deki her çocuğun yarın kahvaltı etmesini isteseydi, Netanyahu bunu söylerdi ve bu gerçekleşirdi." Özellikle çocuklar savunmasız: "Küçük bedenleri çok çabuk tükeniyor. Yetersiz beslenme ve enfeksiyon arasındaki etkileşim çocukları daha savunmasız hale getiriyor."

BM yetkilileri, 4,5 aydır Mısır ve Ürdün'de 6.000 kamyon gıda ve ilaç bulunduğunu, ancak israilin bunları içeri almadığını söylüyor. Minimum günlük ihtiyaç yaklaşık 600 kamyon. Uluslararası Adalet Divanı, 28 Mart 2024'te israile Gazze'ye engelsiz insani yardım erişimi sağlaması emrini verdi, ancak bu emir büyük ölçüde göz ardı edildi. De Waal "Gördüğümüz şey, soykırımsal bir kıtlığın tam olarak nelerden oluştuğudur. Sadece bireylerin acısı ve ölümü değil, aynı zamanda toplumsal travma, utanç ve aşağılanma da söz konusudur. Soykırım şu anda böyle görünüyor," diye sözlerini tamamladı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Siyonist çocuk katili çete "israil"in uyguladığı abluka ve insani yardımların kesilmesi sonucu Gazze Şeridi'nde yaklaşık 500 bin Filistinlinin açlıkla ("aşırı gıda sıkıntısı") karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

Evet, Gazze açlıktan ölürken İslam dünyası rahat bir şekilde yaşamaya devam ediyor. Yaşamaya karşı değilim. İnadına dimdik ayakta durmak lazım ama; iki milyarı aşkın Müslüman’ın yaşadığı bir dünyada Gazze’deki bir milyon Müslümana sahip çıkamamak De Waal’in söylediği gibi utanç vericidir.

Birkaç gün önce Libya Müftüsü Şeyh Sadık El-Ğiryani ile buluşma fırsatım oldu. Şeyh yaşlandı ama; aklı kılıç gibi çalışıyor. Allah kendisine uzun ömürler versin… Muhterem Şeyh ile sohbet ederken Gazze konusu açılınca şöyle bir cümle kurdu, “Gazze konusunda çok pasif kaldık.” Türkiye’de israil mallarına boykotlar yapıyoruz, mitingler, yürüyüşler düzenliyoruz, dedim. İstanbul’un nüfusu ne kadar, dedi… 15-20 milyon dedim… Evet, bu 15 milyon kişiden ne kadar kişi mitinge çıkıyor ve yürüyüş yapıyor, diye sordu ve ekledi. Demek istediğim işte o… Gazze’deki trajedisini bizim ne kadar önemsediğimizin resmi o… Batı bizden daha duyarlı bu konuda, dedi… Gazze’deki soykırım bitmeden Müslüman ülkelerinin liderleri ne konuşurlarsa konuşsun, söylediklerinin bizin nazarımızda hiçbir değeri yok. Bir avuç Müslümana sahip çıkamamak ve ölümlerini seyretmek utanç verici bir şeydir, dedi. Bundan hepimiz sorumluyuz ve bizden sorulacaktır, dedi.

Gazze’deki soykırım devam ederken başka konular üzerinde konuşmak istemediğini gayet açık gösterdi. Dolayısıyla, sormak istediğim başka soruları sormadan sohbeti tamamladık. Dertliydi Muhterem, gerçekten Gazze’yi ve Libya’yı ve tüm İslam ümmeti için dertlendiğini gördüm ve hissettim… Şeyh el-Ğiryani yaşlandı, zaman kendi işini yapacak ve el-Ğiryani de aramızdan ayrılacaktır. Gittikten sonra kıymetini bileceğiz! Gazze’ye selam, direnişe devam!