• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Gazze üzerine yapılan vahşi saldırılar üçüncü ayına girdi. Dünya tarihinde hiç rastlanmamış bir saldırı ve bombardımana maruz kalan Gazze, direnmeye devam ediyor ve inşallah yakın bir zamanda zafere de ulaşacaktır. Katliamcı Siyonist rejimin sahip olduğu askeri ve ekonomik güç ile Filistin direnişi arasındaki maddi imkânlar elbette kıyaslanamaz. Ancak devasa askeri güç ve arkasındaki desteğe rağmen Siyonist yapı hiçbir hedefine varamadı ve varamayacaktır. Evet, her iki tarafın sahip oldukları askeri ve ekonomik imkânlar arasında devasa bir fark mevcut. Ancak zaferin maddi imkânlarla kazanılacağı tezinin yanlış olduğunu Aksa Tufan’ından sonra bir kez daha öğrenmiş olduk. Zafer ve başarının bir iman, azim ve cesaret meselesi olduğunu Aksa Tufanı bir kez daha ispatladı bize.

   Siyonist askerlerin çoğunun krizler yaşadığı ve savaşmak istemediğini bilmeyen kalmadı. Siyonist yapının bu durumunu fark eden bazı batılı dost ve yardımcıları tavır ve duruşlarını yavaş yavaş değiştirmeye başladılar. Siyonistler ve destekçileri Gazze halkının şehri terk edeceği ve İslami direnişin kısa sürede yok edileceği hesabını yaptılar ama yanıldılar. Katil çeteler her defasında tehditler savurarak kendince Filistinlileri korkutacaklarını hesaplıyorlar. Heyhat..! Yetmiş beş yıldan beri hep savaş durumunda olan bir halk ve direnişçilerini iki ayda pes ettirmek kimin haddine.

    Artık şu hakikati bütün dünya biliyor ki, İslami Direnişin elinde yeterince silah olsa bir iki ayda israil diye bir yapı ortada kalmayacaktır. Ve inşallah bu gerçeğin yaşanacağı zaman da uzak değildir. Bugün değilse yarın, yarın olmazsa diğer gün… Mazlumların akan kanının son bulacağı, kendi öz topraklarında korkusuzca yaşayacakları günler oldukça yakın.

   Evet, Filistin halkı çok zor bir dönemden geçiyor, bu bir gerçek. Ancak bu halk karanlığın en koyu olduğu anın sabaha en yakın vakit olduğuna da içten iman etmiş bir halk. Bu halk, hem düşmanından hem de dost sanılanlardan en büyük darbelere ve ihanetlere maruz kalmış. Filistin ve onun İslami mukavemetine destek sağlayacak olanların ne halde olduklarını anlatmaya gerek yok. Çevredeki Arap sultanlarının İslami direnişe düşmanlık konusunda israil’den geri kalan bir tarafları yok çünkü. Hatta israil’den de beter durumda olanları var maalesef. Kimileri de şovmenlik yapmaya devam ediyor. Dostlar pazarda görsün hesabı.

   Gazze iki aydan beri kan gölü içindeyken arada bir laf edenleri de israil şu HAMAS’ın işini bitirse de kurtulsak diyenleri de tarih ilelebet lanetle anacaktır. Şeytanlık ve nifakta eski seleflerine rahmet okutan bu hainler tayfası, dilerim katliamcı Siyonist yapıdan daha evvel belalarını bulurlar, kazdıkları kuyuya kendileri düşerler inşallah.

   Kassam’ın askerleri ve bilcümle direnişin diğer grupları her gün direnişlerini daha da güçlendirerek, genişleterek sürdürmeye devam ederken Siyonist yapıyı destekleyen büyük şeytanın bile tavır değiştireceğini göreceğiz. Zira bu devletlerin tek bir kutsalı var, o da çıkarlarıdır. Bölgedeki menfaatlerini koruyamayacak kadar beceriksiz, korkak bir orduya sahip bir yapıyı neden destekleyecekler ki! Emperyalist devletler seçtikleri kuklalarının becerikli olmasını isterler. Aksi halde onu bırakır başka bir kukla edinirler. Kısacası onların dostları kendi öz çıkarlarıdır.

Aksa Tufanı imanın zaferidir, haklı davasında azim ve sebatla duruşunu bozmadan yola devam eden yiğitlerin destanıdır. Onlar, şu ayeti kerimedeki hakikatin zaferin anahtarı olduğuna yakinen iman etmiş gerçek müminlerdir. “Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin.  Hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz”. (Al-i İmran, 200)