• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Sömürgecilerin İslam ümmetini bu kadar rahat sömürebilmesinin sebebi, Müslümanların düzenli bir teşkilata sahip olmayışındandır. İslam ümmetini terbiye ve ıslah edecek devlet ve liderlerden yoksun oluşumuzdan dolayıdır. Geri kalmışlığımızın asıl nedeni ümmetin hak ve hukukunu savunacak bir devletin olmayışıdır.  

Devlet kurmuş ve kurduğu devletle başta Arap coğrafyasını ve yeryüzünün diğer halklarını hidayete çağırmış bir peygamberin ümmetiydik. Peygamber Efendimizin rehberliğinde koca bir devlet kurulmuş ve bu devlet çok yönlü bir teşkilat oluşturarak birçok insan yetiştirmiştir. Bu sahabeler ahlaki açıdan yüce makamlara ulaşmışlar. İslam ümmetinin olgunluğa erişmesi için gerekli altyapıyı oluşturmuşlar. Fakat 1. Dünya Savaşı'ndan sonra İslam ümmeti devletsiz kaldı, sahipsiz kaldı.

İslam ümmetinin her taraftan muhasara altına alınarak geçmişimizin ve geleceğimizin yok edilmeye çalışıldığını herkes görüyor. Müslümanlar kapsayıcı bir vahdete muhtaçtır. Gevşemiş saflarımızı ve birbirinden ayrı olan faaliyetlerimizi birleştirmemiz gerekiyor.

İslam ümmetinin evlatlarının güçlerini birleştirmek ve bunların işlevselliğinin artırılıp geliştirilmesi Allah'a ve ahiret gününe inanan bütün salihlerin öncelikli dini hedefi olmuş ve olacaktır.

İslam ümmetinin vahdeti bir slogan veya makalelerdeki birkaç süslü cümleden ibaret olmamalıdır. Vahdet düşüncesinin nuru ve bereketi kalplerimizi harekete geçirmeli, yolumuzu belirlemeli ve geleceğimizi inşa etmede temel olmalıdır.

Vahdet için siyasal birlik için yapmamız gerekenler:

1-Öncelikle fakihlerimiz fıkıhtaki ortak meseleleri ön plana çıkarmalı, ayrılmamıza sebep olan küçük ayrıntıları topluma izah ederek bunların büyük ayrılık sebebi olmadığını açıklamalıdır. Bu vesile ile fıkhı birleştirmeli, fıkhi mezheplerin ayrılık sebebi değil rahmet sebebi olduğunu topluma izah etmeliyiz. Şiisiyle Sunnisi ile Hanefisi, Malikisi, Şafiisi, Hanbelisi, Caferisi, Zeydisiyle bütün İslam milletlerinin mezheplerini kabul etmeli; bu mezheplerin birbirini dışlayan değil birbirinin tamamlayıcısı olduğunu ifade edebilmeliyiz.

Fakihlerin ve alimlerin bu konudaki çalışmaları kalpleri yakınlaştıracak gönüllere huzur verecektir. İslam ümmetinin evlatlarının güçlerini birleştirme konusundaki iradelerini sağlamlaştıracaktır.

İkincisi: Şer'i hedefler yani dini bayramlarımızı, ezanlarımızı, namazımızı bütün Müslümanların ortak değerlerini öne çıkarmalı ve gereken değeri vermeliyiz.

Üçüncüsü: Sosyal hedeflerimiz olmalı, ortak çalışma alanlarımız olmalı… Cehalet ve yolsuzlukla mücadele, yetimlerin korunması, mazlumların, mültecilerin hayat şartlarının iyileştirilmesi gibi toplumsal faaliyetleri bütün ümmet içerisinde yaygınlaştırmalıyız.

Umut Kervanı Vakfı gibi uluslararası çalışan vakıfların siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmesi için çaba sarf etmeliyiz. İslam ümmetinin yararlarını saran vakıflarımızın imkânlarını çoğaltmalıyız.

Bugün Gazze halkına sıcak yemek çıkarıp dağıtan Umut Kervanı Vakfı'na vatandaşlarımızın yardımlarını ulaştırmasını istiyoruz. Verdiğiniz yardımın kime ve nereye gittiğini bilmelisiniz.

Filistin davasına ihanet eden Mahmut Abbas gibi bir adama senin verdiğin yardım Gazze halkına mermi olarak geri dönebilir. Dolayısıyla ben yardım yaptım, gerisi beni ilgilendirmez; demeyelim. Bunun için emperyalizm ile mücadele eden direniş eksenli yapıları halkımız tanımalı ve bu yapılara sahip çıkmalıdır.

Filistin özgürlüğü için İran, Türkiye, Malezya, Endonezya, Pakistan gibi İslam ülkeleri birlikte etkin bir şekilde çalışmalıdır. Bu ülkelerin beraber olabilmesi için öncelikle sivil toplum kuruluşlarının temaslarının olması gerekir.

Gerçekten İslam ülkeleri ile birbirimize çok yabancıyız. Birbirimizi tanımıyoruz. Ülkemizin en uzun sınır komşusu olan İran İslam Cumhuriyeti ile veya Irak'la veya bizleri çok seven Pakistan İslam Cumhuriyeti ile kaç tane vakıf, dernek veya âlimimiz irtibat halindedir? Birlikte, ortak yapmış olduğumuz paneller, konferanslar, toplantılar var mı?

Birbirini tanımayanlar tabii ki birbirine düşman olur. Öncelikle İslam ümmeti birbirini tanımalıdır. Birbirimizi tanımamıza vesile olacak ortamlarımızı çoğaltmalıyız. GazzeAntep mitinginde HAMAS yetkilisinin gelip Antep’te konuşması bu meselemiz için güzel bir örnektir.

Vahdetle gelen zaferlere erişme duası ile…